Selam benimkiler hemen sizi bölüme alıyorum.
Keyifli okumalar!
{•}
1 hafta sonra
Zaman ilerliyordu. Samael ortalıkta yoktu. Zaman gittikçe daralıyordu. Ne işler peşinde olduğunu bilmiyordum. Ne Renat vardı ortalıkta ne de o. Ateş ile de arada kavga ederek arada anlaşarak tuhaf bir şekilde yürütüyorduk.
Ama bugün onda tuhaf bir şeyler vardı. Odasından çıkmıyordu. Normalde en azından kahvaltı yapmaya çıkardı.
Bende sıkıntı ile film izliyordum. Kucağımda ki cips kasesini yanıma bıraktım. Yağlanan ellerime baktığımda iğrenerek yıkamak için banyoya gittim. Ellerimi yıkadıktan sonra banyodan çıktım.
Ateş'in hem odasından çıkmamasından dolayı hemde odayı merak ettiğim için merdivenleri çıkmaya başladım. Ateş'in kapısının önüne geldiğimde elim kapının koluna gitti. Tam indireceğim sırada Ateş'in yüzüklü parmakları elimi kavradı.
"Küçük böcek yine uslu durmayıp haşerilik mi yapıyor?"
Hızla elimi ondan çektim. Arkamı dönüp bakışlarımızı birbirine kenetledim.
"Seni merak ettim. Bugün odandan hiç çıkmadın senin için endişelendim."
Yalandı. Onun için endişeli falan değildim. Odayı merak ediyordum sadece.
"Ne kadarda iyisin böcek bu konuyu uzatmayı çok isterdim ama gitmemiz gerekiyor."
Tek kaşım havaya kalktı.
"Gitmek mi? Nereye gideceğiz? Samael'in yanına mı gidiyoruz?"
Ardı ardına sorduğum soruları görmezden gelerek "bir kaç dakika sonra çıkacağız üstünü değiştirmek istiyorsan değiştir hemen" dedi. Başımı sallayıp odama gittim. Lacivert Jean giyip üstüne siyah boğazlı kazağımı giydim. Siyah montu da üstüne giydikten sonra hazırdım. Havalar fazlasıyla soğuktu ve kış kendini göstermeye başlamıştı.
Aşağı indiğimde Ateş kapının önünde beni bekliyordu. Yanına gittiğimde konuşmadan çıktı. Bende botlarımı giyip peşinden onu takip ettim. Kapının önünde ki siyah arabaya bindiğinde bende yanında ki koltuğa oturdum. Ateş arabayı çalıştırıp hızla kullanmaya başladı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama umuyordum ki Samael'in yanına gidiyorduk.
Neden hâlâ onu düşündüğümü bilmiyordum. Hem bana hemen geleceğim deyip ortadan kaybolmuştu hemde hakkında hiçbir bilgi almama izin vermiyordu. Eğer ki Ateş'e bilgi vermesini söyleseydi eminim ki Ateş bir şeyler söylerdi.
Üşümem ile kollarımı etrafıma doladım. İki gündür kar yağıyordu ve yerler karla kaplıydı. Dün arka bahçede kardan adam bile yapmıştım. Tabi Ateş onu bozmuştu ama yine de keyifliydi.
Ateş otobandan çıkıp ormanlık alana girdiğin de anlamayarak ona baktım.
"Ateş ormanlık alanda ne yapacağız?"
İçimden bir ses çokta hoş şeyler olmayacağını söylüyordu. Ateş'in aklında ne olduğunu bilmiyordum ama yararıma şeyler olmayacak gibiydi. Ateş sessizce arabayı kullanıyordu. Ormanın içinde nereye gelmiştik bilmiyordum ama sanki Ateş yolları karıştırıyormuş gibi hissediyordum.
Bir süre sonra ormanın ortasında durdurdu arabayı.
"İn!"
Kaşlarımı çatarak "ne saçmalıyorsun sen?" Diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANINA FISILDA
Teen FictionElini ilk önce yüzümde gezdirdi. Oldukça masumca gezinen elleri yavaş yavaş masumluğunu kaybedip günaha davet edercesine aşağı kaydı. Önce boynumda bir yılan misali dolanan parmakları fazla oyalanmadan yoluna devam etti. Göğüslerimin arasında duran...