Selam benimkiler mutlu noeller. Sağlıklı, mutlu, huzurlu yıllarınız olsun öpüyorum hepinizi😽☃️
Keyifli okumalar!
<><><>
3 Hafta sonra
"Bu konuyu bir türlü anlayamıyorum. Karya sen anladıysan banada anlatır mısın?"
Notlarıma bir yerden bakarken bir yerden de yeni arkadaşım Beyzayı dinliyordum.
"Benimde çok anladığım söylenemez şu notlara bakıyorum al sende oku belki anlarsın."
Notlarımı ona uzatırken bir yandan da yeni hayatımı gözden geçiriyordum. Üç haftadır onu görmüyordum ailem henüz gelmemişti teyzemler bırakmamış bir kaç hafta daha kalmalarını istemiş. Bu birazda olsa işime gelmişti. Kendimi toplamaya çalışırken eski hayatıma da geri dönmeye çalışıyordum.
"off kesinlikle kalacağım bu sınavdan kurtuluşum yok."
Bir yandan onu dinlerken bir yandan notlarımı düzeltiyordum. Bakışlarım kolumda ki saate kaydı. Gümüş saate baktığımda çalışma saatimin yaklaştığını gördüm. Oturduğum sandalyeden ayaklanıp "işe gitmem gerekiyor istersen o notlar sende kalabilir." dedim. Beyza gülümseyip "teşekkür ederim tatlım" dedi. Kalemlerimi de çantama attıktan sonra "görüşürüz" dedim ve hızlı adımlarla kütüphaneden çıktım.
Caddenin karşısına geçtim. Çantamda ki kulaklığı ararken aynı zamanda söyleniyordum.
"Neden kitaplarımı koymadan önce çıkarmadım ki?"Elime değen kulaklığın kablosu ile yukarıya doğru çekiştirdim. Tam o anda omzumda hissettiğim şiddetli kuvvet ile kendimi yerde bulmam zor olmadı. Beni düşüren kişiye baktığımda arkasını hızla dönüp gittiğini gördüm.
Kinayeli bir sesle" önemli değil "diye bağırdım. Adam sözlerime aldırış etmeden hızla yoluna devam etti. Ben ise sadece arkasından baka kalmıştım. Büyük cüssesini siyah kıyafetler ile örtmüş başına da şapka geçirmişti. Açıkçası kokusu tuhaf bir şekilde burnumun direğini sızlatmıştı. Sanki bildiğim ve unutmaya yüz tutmuş bir kokuydu. Başımı iki yana sallayarak düşünceleri uzaklaştırdım ve çantamı alıp yoluma devam ettim. Uğruna yere düştüğüm kulaklığımı telefonuma takıp müzik dinleyerek kafeye doğru hızla yol aldım. Kendimi ne kadar müziğin akışına bırakmaya çalışsam da o koku zihnimden silinmiyordu. Tanıdıktı fakat nereden tanıdık geldiğini algılayamıyordum.
Kafenin önüne geldiğimde müziği durdurup içeriye girdim. Fazla kalabalık değildi. Buna sevinerek arka tarafa geçtim ve eşyalarımı dolaba bırakıp önlüğümü giydim. Ön tarafa geldiğimde Reha yanıma gelerek kalem ve adisyonu uzattı.
"Nasılsın Karya?"
Elinden adisyon ve kalemi alırken "iyiyim ya sen" diye sordum. Bana güzel bir gülümseme gönderdi. Reha ile burada tanışmıştık. Kendisi burada 4 aydır çalışıyordu ve bana oldukça yardımcı oluyordu.
"Bugün kalabalık değil erken çıkarız."
Başımı sallayıp "haftanın bu gününü seviyorum her zaman daha sakin oluyor." dedim.
"Bugün erken çıkacağımız için bana bir iş geldi lüks bir restoran garson arıyor. Günü birlik bir iş saat 20.00 da başlayıp gece 12 de bitiyor. Eğer istersen birlikte gidebiliriz. Parası da iyi."
Reha hızlı konuşmasının ardından derin bir nefes aldı.
"Neden garson arıyorlamış ki? Lüks bir restoranın garsonsuz kalması tuhaf."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANINA FISILDA
أدب المراهقينElini ilk önce yüzümde gezdirdi. Oldukça masumca gezinen elleri yavaş yavaş masumluğunu kaybedip günaha davet edercesine aşağı kaydı. Önce boynumda bir yılan misali dolanan parmakları fazla oyalanmadan yoluna devam etti. Göğüslerimin arasında duran...