77

1K 122 12
                                    



Herkesin bayramı kutlu olsun!

Bölüm biraz geç geldi, yarın akşama bir bölüm daha gönderiyorum.

Sonunda beklediğimiz bölüm geliyor.

Keyifli okumalar 🌸

Emir'le ne zaman insan içine, düzeltiyorum sosyetenin içine çıksak...hep bir sorun yaşıyorduk.

Bugün öyle olmasın istiyordum ama artık bunu da kabul etmiştim, sorun çıkabilirdi de. Böylesine boşvermiş olmamın nedeni, sorun çıkacağından neredeyse emin olmam da olabilirdi.

Aslında her şey çok güzel başlamıştı, Emir beni evimden almıştı. Bana ilk defa kırmızı güller getirmişti, bence gülü seçmesinin nedeni, dünkü kırmızı rujumdu, ben ona ithaf etmiştim.

Üzerindeki koyu lacivert takım elbisesine uzun uzun bakmıştım, özel tasarım olduğunu belli edecek şekilde vücudunu sarıyordu ve kumaşı çok farklıydı. Yakından, çok yakından bakınca ipliklerin arasındaki uçuk parıltılar fark ediliyordu. İnce bir zevki vardı, çok güzeldi.

Gözlerinin yeşilini, böylesine gözler önüne seren o esaslı rengin lacivert çıkacağını asla tahmin edemezdim. Bu gece, Emir'in bakışlarındaki büyük ormanı fark edebilmek için, kimsenin ona benim kadar yaklaşmasına gerek olmayacaktı.

Sorundan kastım elbette bu da değildi.

Linda'da değildi. Emir'i görünce yüzünde ortaya çıkan gülümseme, benimle tanıştıktan sonra kocaman olmuştu.

Mantığım öyle olmadığını biliyordu fakat, yine de büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyormuş gibi hissettiğim Emir bey! tufanı ve devamında  konuşmuş olmak için konuşulan iş muhabbetleri de değildi.

Hatta biliyor musunuz; sorun, Burak'ın koluna girip salınarak yanıma gelen Meltem bile değildi. Yani en azından başlarda...Linda'yı tanıyor muydu bilmiyordum fakat...sanki kendi konumunu tehlikede hissetmiş gibi, onun yanında bana sarılmış, kırk yıllık yakın dostmuşuz gibi muhabbet etmeye çalışmıştı. Gövde gösterisi de diyebilirdik buna!

Ve işte...Burak'la birlikte tünediğimiz kokteyl masasında, Meltem'in dördümüze sipariş ettiğini zannettiğimiz içeceklerin hepsini birer birer tepesine dikişini seyrediyorduk.

Emir saçlarımı öpüp bize içecek sipariş etmek için bara  doğru giderken, ben hala Meltem'i süzmekle meşguldüm. Çaktırmadığını zannederek bakışlarını, tüm konuklarla birebir ilgilenmeye çalışan Linda'nın üzerinde gezdiriyordu.

Bundan sana neydi ki, diyebilirsiniz fakat parçaları birleştirdiğinizde, bu ikilinin tek ortak noktalarının Emir olduğunu fark edebilirdiniz. Sherlock!

Meltem arsız bir aşık gibi Emir'in peşinde koşarken, onun arkadaşı vasfıyla Linda'yla tanışmıştı hiç şüphesiz.

Burak dikkatimi çekmek için yüzüme bakıyordu, bakışlarındaki mahcubiyet...Hakan'dan bahsedecekti. Başımı olumsuz anlamda salladım, şu an bu konuşmayı yapmak istemiyordum. Kolumla kendisini dürtüp Meltem'i işaret ettim. 'Ne iş?' Burak dudaklarını büzdü, ne olduğuna dair bir fikri vardı.

'Linda ile yıldızları barışmadı diyelim.'

Cevabından tatmin olmayarak kaşlarımı çattım. Burak suçlanır gibi omuzlarını kaldırıp fısıldamak için kulağıma yaklaştı. 'Linda iyidir ama....' Bakışlarını, bizi duyabileceğinden korkar gibi Linda'yı aramak için etrafta gezdirdi. Sonunda, ikimizde bizden oldukça uzak bir masada olduğunu gördük. 'Ama hem mükemmeliyetçi hemde biraz ilgi manyağıdır, star olmadığını hissettiğinde acımasız olabiliyor. Başla şeylerde var tabi ama, esas problem buydu.'

Bence BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin