7

8.2K 332 18
                                    


'Hadi ama, belli ki adam zengin olduğu kadar akıllı da.'
Simge'ye bende katılıyordum. Önümdeki enfes makarnama yumulurken 'bence de öyle.' Demeyi başardım.

Tam bir makarna -fettucini- canavarı olduğumu söylemiş miydim?

'Beren kızım, yemek kaçmıyor. Arada nefes al, lazım olur.' Melek'i umursamadan makarnamı yemeğe devam ettim, hayatımda yediğim en iyi fettucinilerden biriydi hiç şüphesiz.

Kızlarla, değişiklik olsun diye süslenip püslenerek eski gece kulübü olan bu yeni restorana gelme kararı almıştık.

Alt komşum Melek kot pantolondan vazgeçemezken ben, her zamanki mor kazaklarımdan biriyle kısa deri eteğimi kombin etmiş, güzellik uğruna kalın çorap yerine siyah ten çorap giyinerek bacaklarımın ruhunu yaklaşan kış aylarına teslim etmiştim.
Simge'yse hepten tırlatmış gibi incecik transparan bordo bir elbiseyle yılın damarsızı ödülüne hak kazanmıştı.

RAME

Eski gece kulübü olan restoranın adı Rame'ydi. Açılalı birkaç gün olmasıyla birlikte tıklım tıklım dolu olan restoranın dizaynı takdirde şayandı.
Gri ve mor renginin uçuk arsız uyumuna sevimlilik katan yeşil alanlarla, hem şıklık hemde kalite yan yanaydı.

Buraya kadar her şey güzel, tamam.

Fakat Simge, nereden çekip çıkardığını bilmediğim bir bilgiyle beni sarsmıştı.

Rame, İtalyancada bakır demekti.

Emir Bakırcı.

Adam burayı satın alıp inanılması güç güzellikle bir restorana çevirmişti.

Benle de alay etmişti, burayı sever misin? diye.

Saçmalık!

Ne diye canımı sıkıyorsam, böyle zengin adamların eğlencesi de buydu işte.

Melek masaya doğru eğilip fısıldadı. 'Manyak tipler görüyorum, bu saplığıma deva olacak tipler!'

'O sünepe kılıklı pantolonunla zor biraz cicim, Beren'e bile bacak açtırdım ama sende hala tık yok. Daha bekle sen devayı.' Simge Melek'e bir türlü etek giydirememenin acısını çıkarırken bir yandan da bacak bacak üstüne atıp nispet yaparcasına bacaklarını sergiledi.

'Saçmalık! Bacaklarına bakarak onu isteyip istemeyeceğine karar veren birini Melek ne yapsın ki zaten?'

'Az önce makarnayla orgazm geçiren Beren hanım duyarda mı kasarmış?'

Yalandan kızsamda gülmeye başladım, haklı olduğunu biliyordum çünkü.
Tanrım, ne yapabilirim? O sos mükemmeldi!

'Kanka Simge haklı, yan masadaki çocukları elleri masanın altında seni izlerken yakaladım.'

'Otuz birinde bir üslubu olmalı ama!'

Bu tespitten sonra kendimi kötü hissetmeliydim belki de ama...
Hep birlikte kahkahalara boğulduk. Çünkü gerçekten de yan masadaki çocuklardan birisi ilgimi çekmek için saçma bir taktikle suratıma doğru aptal aptal gülümsüyordu.

Birlikte arkadaki tuvalete gitmek istercesine.

Bu yüzden lavaboya gitme kararı aldım, elbette tek başıma.

Aynanın karşında ellerimi yıkarken bir yandan da kendi yansımamı süzüyordum.
Siyahlı göz makyajımdan ötürü yüzümdeki odak noktası açık kahverengi gözlerim olmalıydı. Fakat içerde o kadar çok gülmüştüm ki, beyaz tenimin bedeli olan al yanaklarım her şeyden çok göze batıyordu.
Yinede güzel göründüğüme kanaat getirip lavabodan ayrıldım.

Bence BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin