17

5.8K 271 9
                                    


Yirmi beşinci yaşından sonra insanın üzerine bir olgunluk ister istemez çökerdi.
Hele de, üniversiteyi bitirip işinizin başına geçtiyseniz...sorumluluklarınız, olduğunuz kişiyle birlikte aldığınız kararları da etkilerdi.

Kısa bir süre öncesine kadar sorumluluklarımın gölgesinde barındırdığım kararlardan gurur duyardım.

Çok kısa bir zaman önce...

Fakat şu an, karşımda sıkıntıdan asılmış yüzü görmek, bu ana tanıklık edebilmek için attığım taklalar, bana gurur duyulası kararlarımı tekrardan sorgulattırıyordu.

Bembeyaz tenini bir mücevher gibi ışıldatan yeşil elbisesi, ilk başta tansiyonumu çıkarmıştı.

Her defasında bu kadar görkemli bir vücuda sahip oluşuna hayret ediyor, her defasında daha da hayran oluyordum.

Çok güzeldi...

Ama öyle, karşısında oturan arkadaşı gibi değil; hiçbir güzel olma, kendini beğendirme kaygısı gütmeden takındığı o doğal tavrı...

Sadece fiziksel değil, anlatabiliyor muyum?

Onda günlerce izlesemde bana yetmeyecek bir şeyler vardı.

Zaten bunu yapıyordum.

Bir sapık gibi Beren'i izliyor, onun hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya çalışıyordum. İçimdeki doymak bilmeyen bir şeyler bunu giderek rutine bindiriyor, her boş vaktimde Beren'i izlemeye koşuyordum.

Şimdide yanında oturan sarı çocuk haricinde tanıdığım hatta bir fikrimin olduğu kimse yoktu etrafında. Üstelik çevresi öyle kalabalıktı ki...

Bana kendimi çok önemsiz hissettiriyordu.

Hatta yalnız.

'Kendi restoranınıza gideceğimizi düşünmüştüm ama..buraya gelmek çok ince bir davranış doğrusu.'

Beren'i gözetleyen Yusuf, bu mekanın adını verene kadar zaten öyle olacaktı. Fakat yaklaşık bir haftadır Beren'le konuşma şansı elde edememiştim.

Ve..işte burdaydık.

İki hafta öncesinden planladığımız dört kişilik iş yemeği elbette benim restoranımda gerçekleşecekti. Fakat bir anda, her şeyi Beren'in planlarına göre uyduruvermiştim.

Defne hanım gibi diğerleri de aynı düşündüğü için kendimi kötü hissetmedim.

'Evet, buranın methini çok duymuştum.'

Dikkatimi Beren'den çekip grup toplantımıza vermeye çalıştım.

'Bir rakip olarak incelemeye geldiniz anlaşılan.'

Sadullah bey, pos bıyığının altından hınzırca gülümsedi. Birkaç ihaledeki rakip pozisyonlarımızdan ötürü benden pek haz etmediğini biliyordum.

Fakat, iş dünyasıda siyaset gibi kafa karıştırıcı gruplaşmalardan oluşuyordu.

Şu an birlikte iş yapmak zorundaydık.

'Evet, beni yakaladınız.'

İş planlamasından sonra hiçbir ortak noktası olmayan dört kişiydik, havadan Sudan konuşma çabası bile yersizdi benim gözümde. Beren hala burada olduğu için bu masada kalmaya devam ediyordum zaten.

Bence BizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin