Bence Biz

52

Oldukça uzun bir bölüm oldu, her hafta düzenli bir şekilde yeni bölüm yüklemeye vakit bulamadığım için bölümleri birleştiriyorum.

Bu arada, kitabın finaliyle ilgili olası fikirlerinizi duymak isterim.

Ben uzun zaman önce bir şeyler karalamıştım fakat artık hayata daha farklı yerden bakıyorum ve en azından birkaç şeyi değiştirmek istiyorum. :)

Yardımcı olursanız sevinirim 💜

Keyifli okumalar 🌸

'Emir geç kalacağız!'

Sesindeki bezgin tona rağmen geri çekilmek için herhangi bir hamle yapmadı.

Bu yüzden bende söylediklerini umursamayıp kulağının arkasına bir öpücük daha kondurdum.

Çok güzel kokuyordu.

Çiçek gibi, Beren gibi.

'Emir!' Dedi Beren, bu defa beni durdurmak yerine devam etmem için konuştuğunu biliyordum.

İstediğini yerine getirip yumuşak öpücüklerle boynuna doğru inerken Beren iç çekip saçlarımı çekiştirdi.

Onu böyle etkiliyor olmak hoşuma gidiyordu. Hazır kollarımda eriyorken yüzüncü defa 'Benimle gel.' Dedim.

Kamer hanımla imzaladığımız anlaşma gereği, İngiltere'ye gidip elimizdeki kaynaklara bakmalıydım. Bu işi olabildiğince çabuk halletmek için hemen yarına bir görüşme ayarlamıştım.

Üç günlük sıradan bir iş seyahatine çıkmamda alışılmışın dışında bir şey yoktu.

Beren dışında.

Çocuksu bir direnmeyle onunda benimle gelmesini istiyordum.

Biliyorum, fazlasıyla zavallıca bir durum.

Fakat, final sınavlarına hazırlanmak için kendisini evine hapsetmeden önce...son kaçamağımız olabilirdi bu!

'Gelemem.' Kollarını boynuma dolayıp beni kendisine çekerken kıkırdadı. 'Beni baştan çıkarmaya çalışma.'

'Gelmeni istiyorum.'

Beren kollarını çözüp yüzümü görebilmek için bir iki adım geriye gitti.

Bu esnada bende onu inceledim.

Boynunu ve sırtının büyük bir bölümünü açıkta bırakan hem şık hemde sade, tıpkı kendisi gibi mükemmel lacivert parıltılı bir elbise giyinmişti.

Bakışlarımı yanlış yorumlayıp kalçasını salladı. 'Beğenmedin mi?'

Başımı olumsuz anlamda sallayıp tekrardan onu inceledim, bembeyaz teninde güneş gibi parlayan gözleri ve kırmızı dudakları...

'Benim seni beğenmemem gibi bir durumun söz konusu olduğunu zannetmiyorum.'

Eğilip tekrar boynunu öptüm.

'Çok güzel görünüyorsun, fazla güzel.'

Uzanıp dudaklarımı öptü. 'Hadi gidelim artık.'