1

1.1K 66 21
                                    

Yeni yeni doğan güneşin oluşturduğu o turuncu ve sarı arasında kalan rengi seviyordum. Onun gülüşüne benzetirdim. Güneşim di o benim. Alnımdan akan terleri aldırmadan koşmaya devam ettim. Her sabah yaptığım gibi yine güne başlama sporumdu. Her gün en az 5 bin adım koşuyordum. Hafızamı zorluyordu, zihnimi yoruyordu. Böylece gün içerisinde sadece işime odaklanıyordum. Onu hatırlamama engel oluyordu.

Kulağımda çalan parça ise, içimdeki yangını körüklüyordu.
Ne garip değil mi. Unutmak için koşuyordum ama bir yandan da yanmak için hala şarkı dinliyordum.

Köşedeki çiçekçi seni sordu bu sabah
"Burada yok." dedim, selam söyledi, tazeymiş gülleri
Yokluğun gibi

Yürüdüm biraz, seni düşledim
Umudumu senle süsledim
Ne dar sokaklar ne boş duraklar
Seni unutmama yardım etti

Öyle güzeldi ki esen rüzgar. Denizden gelen koku sanki onun kokusuydu.
Ya da bu imkansızdı. Hiç bir koku onun kokusu gibi olamazdı.

Senin küçük bir elvedan
Böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?

Bazen bi' kaldırım taşı, bazen bi' sokak çalgıcısı
Yani sen İstanbul'sun

Koşmayı bırakıp doğan güneşin denizin üzerinde oluşturduğu o harika görüntüyü seyre daldım. Kulağımda çalan parça ile içimdeki yangının çırpınışları yürğeimi dağladı.

"sevgilim bak deniz ne kadar harika görünüyor"

Asya pırıl pırıl parlayan güneşin, deniz üzerinde oluşturduğu manzaraya dalıp gitmişti. Elinden tuttuğu sevgilisine baktığında gösterdiği yere değil aksine kendisini seyre daldığını gördü.

"bana değil denize bakmalısın Onur"

"Allahın bana verdiği lütufu varken neden ona bakmayayım"

"ama bu deniz bu güneş te Allahın bizlere lütufu"

Onur tuttuğu eli kendisine çekip aralarındaki mesafeyi aza indirdiğinde. Sevdiği kızın yanağına uzun bir öpücük kondurdu.
Tam kulak bitimi ve çenesinin başlangıcı olan o küçük kısmı öpmeyi çok seviyordu.

"evet ama o Allahın herkese verdiği lütuf. Sen ise sadece bana ait olan bir güzelliksin. O yüzden seni seyretmeyi daha çok seviyorum"

Asya duydukları ile utanıp sevdiği adamın göğüsüne sığınmıştı.

Onur hatırladıkları ile gözleirnden süzülen yaşı hissettiği an hızla yaşlarını silip koşmaya devam etti.

Senin küçük bir elvedan
Böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?

Bazen Kanlıca Sahili, bazen yalnız Kız Kulesi
Yani sen İstanbul'sun

Senin küçük bir elvedan
Böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi?
Ne sanıyorsun?

Bazen Kanlıca Sahili, bazen yalnız Kız Kulesi
Yani sen İstanbul'sun

Koşuyordum, deli gibi Koşuyordum. Tek isteğim unutmaktı ama mümkün değildi değil mi. İnsan içindeki yarayı unutamıyordu.

🌱🌱🌱

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin