10

796 65 85
                                    

Ezgi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ezgi

Okula doğru yürürken kulağımda kulaklık ile adımlıyordum. Son zamanlarda ablamı çok bitkin ve neşesinin solduğunu görüyordum. Nedenini bilmiyordum ama onun enerjisi beni de etkiliyordu. Hiç gülesim gelmiyordu. Buraya gelmekle iyi yapmadığımızı daha çok hisseder olmuştum.
Kıvırcık kızıl saçlarım rüzgar yüzünden sürekli gözümün önüne geliyordu. Önümü görmeme engel olmasa asla umursamazdım ama sürekli önümü görmeme engel oluyordu. Ablam gibi sanırım toplamam gerekli.

Saçlarımı düzeltirken birden bir şeye bastım. Hayvan falan mıydı diye çığlık attığımda yüksek ve gür bir bağırma sesi de duydum.

"ahh ayağım"

Bağıran kişiye baktığımda endişem anında yok olmuştu. Öküz çocuktu bu. Oh iyi de olmuş. Keşke daha sert bassaydım.

"ne bağırıyorsun be. Sanki tır geçti ayağının üzerinden. Abartma"

Burak ayağını tutmayı bırakıp anında yüzüme dikti bakışlarını. Şovcu işte. Ayağı ağrısa o kadar hemen bırakabilir miydi.

"hem suçlusun hem güçlüsün çilli hanım. Ne bu ego yahu"

Kollarımı göğüsümde birleştirip suratına baktım. Öyle çok ukala birisiydi ki. Bana egoist diyordu ama asıl egoist kendisiydi. Ben sadece onun forsunu takmayan biriydim. Ve bu da onu gıcık ediyordu.

"egoist olan sensin bay ego. Ayrıca benim bir adım var bana çilli deyip durma"

"benim de bir adım var çilli hanım. Sen bana adımı söylersen bende sana adınla hitap ederim"

Bana doğru bir adım atmıştı. Aramızdaki mesafeyi biraz da olsa kapatmıştı. Çok uzun boylu değildi ama benim maalesef ki kısa olan boyuma göre yine uzundu. Ablam ve abim uzunluk genlerini almışlardı. Bana pek kalmamıştı galiba.

"bence bay ego sana Burak isminden daha çok yakışıyor"

Yamuk bir şekilde gülmüştü. Azıcık bile gülse gözleri kayboluyordu resmen. Bu çocuğun gözleirni doğarken unutmuşlar mıydı acaba.

"sana da Ezgi den çok çilli yakışıyor. Onu ne yapacağız"

Onun ısrarla çilli demesine istemsiz gülmüştüm ama sinirden. Deliydi bu ya. Nasıl bu herif fakülte birincisi oluyordu ya. Delirecektim.

"aa güldün mü sen. Sen gülmeyi biliyor muydun ya"

"evet gülmeyi biliyorum. Ama öyle herkese her şeye gülmem ben. Hak ediyorsa karşımdaki gülerim"

"demek ben o şerefe nail olabildim"

Burak pişkin pişkin gülerken gözlerimi kısıp bakıyordum. Yok yok bu adam fakülte birincisi olamaz. Olduysa da kopya ile olmuştur.

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin