5

759 61 50
                                    

Yiğit, Berk ve Melis bana alışık olduğum o gözlerle bakıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yiğit, Berk ve Melis bana alışık olduğum o gözlerle bakıyorlardı.
Acıma.
Yıllarca insanlara hikayemi anlattığımda böyle bakışlara alışıktım. Önceden çok takılmazdım ama şimdi bu dünyada bana yalnızlığımı asla hissettirmeyen abimi de kaybettikten sonra gerçekten yalnız hissetmiştim. O yüzden şimdi bu bakışlar çok ağır gelmişti.
Gözlerimin dolmaya başladığını hissettiğimde gözlerimi onlardan çekip yüzüme o her daim benimle olan dahte mutluluk maskemi taktım.

"yahu öyle bakıp durmayın. Biraz daha bakarsanız şuracıkta ağlayacağım ama"

Cümlemin üzerine ilk Yiğit konuştu.

"kusura bakma öyle dan diye sorduk"

"ne kusuru, bu çok normal bir soruydu. Ailen kim nedir bunlar sorulan şeyler zaten"

Yiğit hafif tebessüm edip saçlarını karıştırıp konuyu değiştirmek amaçlı konuştu tekrardan.

"e haydi çıkmıyor muyuz."

O önden yürümeye başladı Berk ve Melis de hemen arkasından. Bende onlara yetişip yanlarına vardım. Kapıdan çıktığımızda hemen adliyenin önünde duran bir araba dikkatimi çekti. Biraz daha detaylı bakınca yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Arabanın plakasından da tanımıştım. Serhatın arabasıydı bu. Korna çaldı ve arabadan esmer kahramanım çıkmıştı. Ona kahraman diyordum çünkü beni çok kötü kararlar verirken son anda durduran oydu.
İntihara kalkıştığım o son anda kolumdan tutup beni hayata bağladı.
İntihar sadece acizlerin işi miydi.
Hayır, acizlik değildi ki seni ona iten. Hüzün, keder, bunların hepsi insanı itiyordu.
Abimin gidişini kabullenmek çok zordu.

Ona doğru koşup boynuna sarıldım sıkı sıkı. O da belimden kavrayıp beni etrafında döndürdü. Bir kaç tur döndükten sonra yere bıraktı. Önüne düşen saçlarımı düzeltip yüzüme bakıyordu.

"e hani yarın gelecektin. Yalancı"

"yalancı demeyelim de süpriz yapmak istedik be kızım. Fena mı bak ne kadar mutlu oldun"

Serhatın yüzüne gülerek bakıyordum. O an adliyenim önünde olduğumuzu hatırlayınca bir an durup yüzümü ciddileştirip arkama döndüm. Tahmin ettiğim gibi çocuklar bizr bakıyorlardı.

"gel seni iş arkadaşlarımla tanıştırayım"

Serhatın elinden tutup çocukların yanına götürdüm.
Yiğitin pür dikkat elimize baktığını fark ettim. Nedenini o an çok merak etmiştim ama sorgulamak istemedim.

"serhat benim üniversiteden arkadaşım, yoldaşım."

Serhata bakıp tek tek çocukları tanıttım.

"bu Melis, Berk ve bu da Yiğit"

Hepsi tek tek serhat ile el sıkışıp tanışmışlardı.

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin