Dilhun, bu hikayeye sanırım ayrı bir bağım olacak. Kafamın içinde tilkiler dönüp duruyor onunla ilgili. Unutmamak adına ve sizlere de biraz heyecan katmak adına kısa Kesitler yazmaya karar verdim.
Keyifli okumalar ballarım"yeşil, en sevdiğim renkti. Renkti diyorum çünkü senin yüzünden yeşil renkten soğudum ben be adam. Yeşil harelerin içimi ısıtırken nasıl oluyor da en korktuğum ve çekindiğim gözler olabiliyor"
Yazgı, ona dik dik bakan adam yaptığı feryatları artık yoruyordu onu. Tükenmiş gibi hissediyordu genç kadın.
"neden canımı bu kadar yakmak zorundasın. Nedem ya neden. Ne yaptım ben sana"____________
Onur öyle çok sıkıyordu ki kolumu, gözlerinden fışkıran ateşi resmen hissediyordum.
"sen, Asya değilsin bunu o aklına sok duydum mu beni. Asya değilsin ve asla Asya olamazsın"
Hem kolumu sıkıyor hem de beni kendine çekip bağırıyordu. Her cümlesinde sesi daha da artıyordu.
"duydun mu dedim"
"duydum Allahın cezası duydum. Ben seni hep duyuyorum zaten. Asol sağır olan sensin"
Onurun hançer misali kavradığı kolumu kurtarıp onun omuzlarından ittirdim.
Gözlerimden akan yaşlarla birlikte bu sefer ben bağırmaya başladım."ben Asya değilim. Hiç bir zamanda olmaya çalışmadım. Ben Yazgıyım. Asya değil."
"hani bana diyorsun ya onun gibi olma diye. Olmuyorum zaten. Ben kendimim. Ama sen bunları bana söylerek beni değil kendini avutmaya çalışıyorsun Onur"
Onur'un bakışları az evvelkine nazaran daha düzdü. Ama hala öfke doluydu.
"sen bana değil kendine söylüyorsun bu cümlelerini. Ama yoruldum ben, yoruldum artık. Mesleğim gereği adaleti sağlarken bir tek kendi adaletimi sağlayamadım"
_____________
Gördüğüm manzara kanımı dondurmuştu. İyi de neden. Bana neydi ki ondan.
Sadece Asyaya benziyor diye onu sahiplenmem saçmalıktı. Ama içimde oluşan o hareketlenen saçma duyguya engel olamıyordum.Yanındaki adama gülmesi, o güzel gülüşünü bahşetmesi sinirlerimi bozuyordu. Çenem kasılıyordu. Benim yanımda sürekli hüzünlü olan kız, sonurtan kız ona gülüyordu
Oturduğum yerden kalkmak istediğimde kolumdan tutulmam ile engele çarptım. Arkama baktığımda yanımda oturan Yiğitn varlığını neredeyse unutmuşum.
"yapma abi, yapma Onur. O Asya değil. Onun hayatına karışamazsın"
Yiğit'in kolumu tutmasına bakıp bakışlarımı tekrar ondan yana çevridim. Karşısındaki adama tek eli ile tutunmuş diğer eli ile de karnını tutup kahkahalar atarak gülüyordu.
Asya herkese karşı sessiz bana karşı güler yüzlüydü.
Yazgı ise herkese karşı güler yüzlü ve açık sözlüydü.
Aralarındaki farkı her türlü fark ediyordum zaten."biliyorum, Allah kahretsin ki farkındayım. O Asya değil"
"o zaman yeter artık be oğlum. Kıza eziyet etmeyi bırak artık"
____________
Oturduğum soğuk mezar taşına bakıyordum. 23 yaşında, hayatının baharında çok genç yaşta kaybetmiş olması içimi yaktı.
"merhaba Asya, abim derdi ki mezarın sağ ayak ucunda durursan ruh seni görürmüş. Muhtemelen beni görüyorsan sende benim gibi şaşırmışsındır. Aa bana ne kadar benziyor diye"
Gözlerimden firar etmek için zorlayan yaşları akmadan hızla yolladım.
"buraya neden geldim bilmiyorum. Kendimi hiç bu kadar aciz hissetmedim. Buraya neden geldim ki sanki. Ölü birinden yardım istemeye mi"
Farkında değildim ama deli gibi ağlamaya başlamıştım bile.
"oluyor mu bilmiyorum ama dizilerde Olur ya genelde. Yalvarırım Asya, ne yap ne et. Şu dangoz adamın rüyasına mı girersin ne yaparsın yap. Ama ona beni üzmemesini söyle ne olursun. Benim dayanacak takatim kalmadı."
"bir ölüden yardım istiyorum ama çok çaresizim. Hayattakilerin bana yararı yok çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
Ficção AdolescenteSavcı olan Onur Suvaran üniversitede tanıştığı ve ilk aşkı olan biricik sevgilisi Asya Demirel'i amansız bir hastalıktan kaybedince tüm dünyaya küsüp sadece işine odaklanan acımasız ve sert bir savcı olmuştur. Hayat ona öyle bir oyun oynar ki. İlk a...