Onur
Gece herkesin yavaş yavaş gitmesiyle koridorda tek kalmıştım. Yazgı uyanmıştı ama hala girip görememiştim onu.
Kolumdaki saate baktığımda saatin 2 ye geldiğini gördüm. Günlerdir zaten uyuyamıyordum. Bir kere görsem, iyi olduğunu bilsem rahatça uyuyacaktım yemin ederim ama o hissi almam gerekiyordu.
Yavaş adımlarla odanın kapısına doğru adımladım ve dinledim. İçerden ses gelmiyordu. Muhtemelen abla kardeş uyuya kalmışlardı.
Yavaşça kapının kolunu çevidim ve içeri girdim. Ezgi kenarda duran 2 li koltuğa küçücük bedeni ile rahatça sığmış ve orada uyuyordu. O uyanmadan yavaşva Yazgının yanına adımladım. Onu ilk bulduğumda dumanların arasında perişan haldeydi ama şimdi daha iyiydi.Yanına vardığımda dizlerimin üzerine oturup yüzünü görecek şekilde durdum. Ben ki kıyafetlerimin değil üzerine oturup toz etmek. Dışardan bulaşan toza bile ayar olurdum. Şimdi ise onun yüzünü görebilmek için dizlerimin üzerine oturmuştum.
"iyisin ya, hayattasın, benimlesin ya. Daha başka bir şey istemem ben yaradandan"
Yazgının yüzüne düşen kıvırcık saç tutamını yüzünden çekmeye çalıştım. Ellerim öylesine korkaktı ki. Sanki cam bir vazoyu kırmamak için narince dokunmak gibiydi.
Öyle narin ve hassastı gözümde, ona bakmaya bile kıyamıyordun. Bu duygu neydi bilmiyordum. Asyaya karşı böyle değildim. Ona saatlerce bakardım ama Yazgıya bakarken içim titriyordu. Aldığım nefes boğazımda kitleniyordu sanki. Tüm vücudum dalgalanıyordu kalp atışlarım desen delirircesineydi.
Hani derler ya sen ben kalp sağlığıma iyi gelmiyorsun diye ama yine de kalbini sıcacık yapan da aynu kişidir. Öyle işte. Yazgının hayatımdaki manası da buydu.
Başımı elinin yanına koydum ve ağırlaşan kapaklarımı iki dakika kapatmak istedim. Ama gözlerime vuran güneş ışığı ile uyandığımda saat sabah 6 ya geliyordu. Korku ve panikle sakince kalkıp odadan çıktım.
Onu gördüm ya içim rahattı artık. Dışardaki yerime oturdum ve rahatça uyuyabilirdim artık.
🌱🌱🌱
Yazgı
Hastahaneden çıkalı 2 gün olmuştu. Bu iki günde evde kalmış dimlenmiştim. Aslında bir şeyim de yoktu. İşe girmek istiyordum ama Onur savcının beni ısrarla almaması deli ediyordu. Oysa Hastahaneden çıkarken sıkı sıkı sarılan ve korktuğunu söyleyen oydu ama şimdi yine gıcık gıcık davranıyordu.
Onun bu gel gitleri artık bünyeme ağır geliyordu. Dayanmıyordum.
Bugün hazırlanıp evden çıktım ve özlediğim büroma girdim. Girdiğim gibi herkes ayaklandı ve sıkı sıkı sarıldık birbirimize. Friends izleyicisi olarak oradaki gibi bir dostluk kurduğumuza inanıyordum.
"Yazgı kuşum iyi gördüm seni"
"iyiyim, çok şükür. Aslında hep iyiydim de buraya alınmam resmen yasaklanmıştı birileri tarafından"
"o da çok endişlendi senin için ne yapsın be kızım"
"eve hapsedince rahatlıyormu peki"
Yiğit son dediğime karşı susmayı tercih etti.
"aman boşverelim biz onu bunu. İkimizde iyi kurtulduk ha Yazgı"
"öyle valla"
Tekrar birbirimize sarıldığımızda kahkaha artık bu sefer.
"avukat hanımı buraya kim aldı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun
Teen FictionSavcı olan Onur Suvaran üniversitede tanıştığı ve ilk aşkı olan biricik sevgilisi Asya Demirel'i amansız bir hastalıktan kaybedince tüm dünyaya küsüp sadece işine odaklanan acımasız ve sert bir savcı olmuştur. Hayat ona öyle bir oyun oynar ki. İlk a...