27

1K 73 42
                                    

Onur

"sen gördüğüm en korkak adamsın"

Duyduğum ses ile kafamı kaldırdım. Masamın başında uyuya mı kaldım ben ya. Tutulan boynumu sıkarken duyduğum sesin nereden geldiğine baktım. Yazgı kollarını önünde bağlamış bana çatık kaşları ile bakıyordu. Onu gördüm gibi yerimde hızla kalkıp dibine gittim.

"yazgı"

"sana inanamıyorum burada oturmuş ağlıyorsun. Ağlamaktan başka bir şey bilmez misin sen"

Onuzlarından tuttum ve onu kendime çektim. Sıkı sıkı sardım onu. Sanki bir daha göremeyecekmişim gibi.

"sana bir şey olacak diye ödüm koptu. Ama şükür iyisin."

Yazgı kendisini çekti benden. Yüzüme hala aynı öfkeli gözler ike bakıyordu.

"hani koruyacaktın kardeşimi. Emanet ettim ben sana. Saba güvendim. Ama sen burada oturmuş ağlıyorsun. Bu mu sen cidden. Benim tanıdığım savcı Onur bu değil. Pes etmezdi o"

Yazgı kafasını sallayarak benden uzaklaşırken ona adım attım ama attığım her adımda uzaklaşıyordu sanki. Koşmaya başladım ama ona bir türlü ulaşamadım.

Sıçrayarak uyandım uykumdan. Etrafıma baktığımda nerede olduğumu idrak etmem zamanımı aldı. Yanımdaki yatakta uyuyan Yiğiti görünce biraz biraz hatırlaıdm.

Yiğit ile Yunanistan'a gelmiştik ama bizi adliye kapısından almamışlardı. Türkiyeden izin belgesi gelöeden de giremezsiniz dedikleri için otele gelmiştik. Sabaha karşı haber gelirse geçeriz demişti Yiğit.

Gördüğüm kabus ile hala kalbim sızlıyordu. Böyle oturarak, bekleyerek durmak batıyordu.

Yattığım yataktan kalkıp elimi saçlarıma daldırdım ve dağılan saçlarımı düzelmeye çalıştım. Her gün özenle hazırladığım saçlarımda iyice dağılmıştı. Perişan bir haldeydim galiba.

Arkada yatan Yiğite baktım fosu fosur uyuyordu. Ee saatlerce direksiyon salladı tabi. Onu da yormuştum buralara kadar.

Derin bir nefes alırken kendime gelmek adına kabusta duyduğum cümleler yankılandı kulaklarımda.

Kalktım yerimden ve hızla odanın banyosuna attım kendimi. Duş alıp hazırlanmam gerekliydi.

Böyle oturup ağlayarak sızlayarak bir yere varılmıyordu.

Duşa giridğimde suyun üzerime değdiği her yeri canımı yakıyordu sanki.

Gözlerimi her kapattığımda Yazgı'nın gülüşü geliyordu önüme. Açtığımda da baktığım her yerde sureti beliriyordu.

Aldığım nefes bile batıyordu artık ama rüyamda gördüğüm Yazgı her yerden çıkıyordu sanki.

Haklıydı kalkıp kendime gelmeliydim. Ve onu aramaya koyulmalıydım.

Duştan hızla çıkıp üzerime takım elbisemi giyindim. Kravatımı bağlarken Yiğit'in uyandığını ve kısık gözleri ile bana baktığını gördüm. Giyindiğimi fark ettiğinde hızla yatakta oturur pozisyona geçti.

"nereye lan"

"dış işlere. Ben Türkiye cumhuriyeti savcısı değil miyim. Belgeleri benim görmemem kadar saçma bir şey yok. Gidip direteceğim"

"ee direnince ne olacak, kendinş mi zincirleyeceksin"

"gerekirse evet. Geliyor musun yoksa tek mi direneyeyim"

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin