36

732 65 31
                                    

Hastahaneden çıktıktan 2 gün sonra tekrar hastahane kontrolum vardı. Oradan gelirken Onur yine beni kucağında getiriyordu.

"yavaş yavaş, şurada da basamak var Onur abi"

"tamam Ezgi sakin ol"

"ablam kucağında nasıl sakin olabilirim ya düşerseniz"

"ben düşerim ablanı düşürme merak etme"

Onurla Ezgi durmış tartışıyorlardı.

"Acaba ben kucağından indirildikten sonra mı tartışsanız diyorum."

Onurla ikisi bana baktıkdan sonra kahkaha atmışlardı.

"ya Onur düşereceksin beni, lütfen beni odama bırakır mısın"

Onur adinden yanağıma öpücük bıraktı. Onun şaşkınlığı ile yüzüne bakakaldım.

"kahramınız sizi elbette yerinize emniyetle bırakacak. Siz hiç üzülmeyin."

"lütfen aşkınızı başka yerde yaşayın"

Ezginin dediği ile daha da utanmıştım. Kalbim deli gibi atıyordu.

"lütfen beni odama götür. Utancımdan öleceğim"

Kafamı Onur'un boynuna gömdüm. Onun tekrar yükselen kahkahası ile bende güldüm ama belli etmedim.
Kapı sesi ile bi kaç saniye sonra kendimi yatağımda buldum. Kafamın da yastıkla buluşması ile artık tamamen yatakdaydum.

"yastığın rahat mı abla"

"üstüne bir şey örtelim mi"

"yok yok, hiç bir şey istemez biraz rahat bırakın beni ne olursunuz"

O sırada çalan kapı ile Ezgi koşarak odamdan çıktı.

"ne o avukat hanım, utandınız mı"

"utandım tabi, kardeşimin yanında ne biçim konuşmalar bunlar"

"haklısın güzelim. Yalnız olsaydık çok daha güzel olurdu değil mi"

Onurun söyledikleri ile daha da utandım. Yanımdaki yastığı alıp ona fırlattım.

"yaa sen iyice sapıttın yaaa"

Onur kahkaha atarak odadan çıktığında utancımdan yerin dibine girmek istedim.

Odamın kapısı bir kaç saniye sonra tekrar açıldı ve içeri Melis ve Damlasu girdi.

"Yazgııı, minik kuşum geçmiş olsun"

"teşekkür ederim kızlar"

Mellis sulu gözleri ile bakarken onun bu haline gülümsedim.

"doldurma o güzek gözlerini Melis. İyiyim bak"

Melis birden sıkıca sarıldı boynuma. Bende onun saçlarına öpücük bıraktım.

"aaa ama ben kıskanıyorum"

Damlasuyu elinden tuttum yanımıza çektim. Onu da aramıza alıp sıkı sıkı sarıldık.

1 hafta sonra

"ya onur nereye gideceğimizi söylemeyecek misin"

"tatile dedim ya güzelim"

"işler yığın ile beklerken nereden çıktı bu tatil onu anlamıyorum ve ayrıca tatil diyip duruyorsun. Bana tam açık adres veremez misin"

Araba kullandığı için bana yandan kısa bir bakış attı sonrada dikiz aynasından arkada oturan Ezgiye.

"Ezgi, senin bu ablan hep böyle çok konuşur muydu"

"hihhhh"

Onurun dediği ike ona dik dik baktım. Sonra da kollarımı göğsümde birleştirip camdan dışarı baktım.

"hahahahahah sen trip mi atıyorsun"

Onuru dinlemeyip hala dışarıya bakıyordum.

"yalnız ablam çok pis trip atar"

"yapma yaa"

"Yazgııı"

Onurun seslenmesi ile bedenimi daha çok çevirdim. Onur kıkırdamıştı. İster istemez bende güldüm ama belli etmedim. Demek çok konuşuyorum. Gör sen Onur efendi konuşayım diyr yalvaracaksın.

Yaklaşık bir saat sonra bir yere durduk yemek molası için. Ben sessizce yemeğimi yerken bir den önüme bir dosya kondu. Ne olduğunu anlamak için baktığımda üzerinde ismin yazıyordu.

"bu ne"

"heh nihayet be, sesini duyamadık kızım"

"farkındaysan yine seninle konuşmuyorum"

Onur gülerken birden dosyadan bahsetmeye başladı.

"bu dosyayı uzun zamandır araştırıyorum ama neticesine yeni ulaştım. Bu dosyada sizin ailenizin bilgileri var"

Duydyğum şey ile bakışlarımı hemen kaldırıp onun gözleri ile birleştirdim.

"ne, nasıl yani"

"hani demiştin ya, içimde bir yerlerde bir his var. Karadenizliyim ben diye. Doğruymuş güzelim. Sahiden karadenizlisiniz. Trabzonlusunuz. Zaten sendeki bu katır inadının başka açıklaması olamazdı."

Ayağımla masanın altından Onurun bacağına tekme attım.

"ahhh acıttı"

"nasıl yani bu, bizim ailemiz mi. Annemizle babamız yaşıyor mu"

Ben şaşkınşıktan ne diyeceğimi bilmezken Ezgi dolu gözleri ile heyecanla konuşuyordu.

"hayır, yani anneniz babanız ölmüş. Nasıl bilmiyoruz. Ama sizin bir babaaneniz ve dedeniz varmış. Sizden haberdarlar mı bilmiyorum. Ama hayatta olan bir akrabanızın olması da bir şeydir."

Ezgi güzel incilerini salmışken umut dolu bakışları ile bana baktı. Ben ise ne tepki vereceğimi bilmiyordum

"abla duydun mu. Dedemiz diyor"

Sadece başımı sallamkla yetindim. Sonra bana pür dikkat bakan Onur'a döndüm.

"hem ben seni ilerde kimden isteyeceğim. Yani biraz zorlanmam lazım demi. Kız evi naz evi"

Onur'un dedikleri ile tebessüm ettim.

"bana kızmadın değil mi Yazgı. Senden habersiz yaptım diye."

Onur çenemden nasizkçe tutup bakışlarımı yerden kaldırdı.

"sen bir kere gül diye her şeyi yaparıım ben. Kimsesiz yanın omuzlarına çok ağır geliyordu. İstedim ki birazcık yükün hafiflesin."

Onur'un son söylediği ile dayanamayıp boynuna sıkıca sarıldım. O an zar zor tuttuğum yaşlarımı salı verdim.

"teşekkür ederim. Ben, ben yıllarca cesaret edemedim. Çok teşekkür ederim"

Arabaya tekrar binip yolumuza devam ettik. Yol boyunca heyecanım hep yüksekteydi.
Bizi neler bekliyordu merak ediyordum.

Acaba bizden haberleri varmıydı.
Ya haberleri varsa, ya bizi onlar istemezlerse.
Kalbim buna dayanamazdı.
Kendimi geçtim. Ezgi buna dayanamaz yıkılırdı.

Keyiflice okumalar dilhun ailesiiiii

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin