30

964 75 96
                                    

Onur

Deli gibi atan kalbimle karşımdaki güzel gözlere bakıyordum. Yazgı bir şey söylemiyordu. Şaşkındı.
Nasıl olmasın ki bende şaşkındım.
26 yaşında bir adamdım ve az evvel ilk öpücüğümü vermiştim.
Evet, ben Onur Suvaran ilk defa bir kadını öpüyordum.

Yazgı benden bir adım geri gittiğinde olduğum yerden uçurumdan itildim sanki.

"ben, ben. Sen ne yaptın"

Bir anda kendini toparlamaya çalışıp konuşması ile bende sakinleşmeye çalıştım.

"ben değil biz yaptık"

"hayır. Sen beni öptün"

"sende karşılık verdin"

Yazgı kafasını olumsuz anlamda sallarken, ben ne yapacağımı bilmez halde duruyordum. Ama öylece durup anı mahvedemezdim.

"beni öperken onu düşledin mi."

"nee??"

Hayır hayır böyle düşünmemeliydi. Bu çok acıtırdı canını. Zaten dolmaya başlayan gözleri ile içimden küfürler ettim.

"evet seni öptüm çünkü Allah kahretsin ki istedim. Bana yaptığın her şeye rağmen içindeki o iyi adamı, bir yerlere hapsolmuş o çocuğu gördüğüm için kendimi sana çekilmekten alamadığım için istedim."

Onu akmaya başlayan yaşları arasında kurduğu cümleler tek tek hançer misali saplanıyordu yüreğime.

"belki de kimsesiz oluşun çekti beni. Aynı yolun yolcusu olmamız çekti beni sana. Bilmiyorum neden böyle oldu. Oysa abim hep derdi ki kalbini kıracak adamları sevme. Ama tutamadım. Tıpkı onu şu dünyada küçücük bir yerde yaşatamadığım gibi."

"Yazgı, ben yem..."

"sen ne, sen beni neden öptün Onur Suvaran. Ben sana tüm benliğimi açtım. Senin açacak neyin var. Eski sevgilin Asya Demirhan'a benzemem dışında neden öptün ki beni. Çok bu özledin onu"

Yazgı cevabımı beklemeden odadan çıkmaya yeltendi. Kapının oraya geldiğinde onu durduracak sözleri sarf ettim. Eli kapıda kaldı.

"ilk öpücüğünü sana verdi bu adam Yazgı Erdoğan"

Yazgı eli kapının kulpdunda durmuş. Omuzlarını arkasından bana bakıyordu.

"ben Asyayı hiç öpmedim"

Vücudunu yavaşca bana dönderdi.

"yalan söylüyorsun"

"ben sana kötü davranırken, sana o pislikleri yaparken bile hiç yalan söylemedim şimdi mi söyleyeceğim."

Yazgının hala şelale gibi akan yaşlarına karşı dayanamıyordum.

"ağlama lütfen"

"neden, onu hiç ağlatmadım dedin. O mu geliyor aklına"

Ona dediğim her cümlenin hesabını alacaktı değil mi benden. Alsın, alsın yeter ki mutlu olsun. Onun hüznüne dayanamıyordum.

"hani dedin ya. Aşk acıtır, biz gideriz en ağırını en acılısını buluruz diye. Öyle be kızım. Ben bunu seninle fark ettim. Seni sevmek yüreğimde öyle büyük korlara sebep oluyor ki. Geberecek gibi hissediyorum. Sanki kalbimin üzerinde bir kirpi geziyor. Her seferinde acıtıyor. Ama sen bir gülüyorsun o çektiğim tüm acılar anında bitiyor."

DilhunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin