48.BÖLÜM

618 26 4
                                    

INSTAGRAM: ysmkayaaa

Keyifli okumalar. 🤍

Kapının önünde durmuş büyük bir keyifle yüzüme bakıyordu. Geldiğimiz o çok güzel yer spor salonuydu. Alttan alttan kilolu olmamla ilgili mesaj mı vermeye çalışıyordu bu adam?

"Ne yapacağız burada?''

"Sana ders vereceğim.''

"Anlamadım? Ne dersi?''

"Sana dövüşmeyi öğreteceğim.''

"Sen ciddi misin?''

Kafasını aşağı yukarı sallayarak yanıma geldi, elimden tutarak içeriye doğru yürümemi sağladı. Durduk yere nereden çıkmıştı böyle bir şey? İçeride bizden başka kimse yoktu. Tam ortada duran kırmızı ringe yaklaştığımızda elinde iki çantayla görevli yanımıza geldi.

''Buyurun."

Görevlinin uzattığı çantaları alan Poyraz tekini bana uzattı.

"Giyinme odası ileride. Hemen hazırlan ve yanıma gel.''

Çantayı elinden alarak gösterdiği yere doğru yürüdüm. Kadınlar için ayrılan kısma girerek kapıyı kilitledim. Çantayı açarak içinden çıkan kıyafetleri hızlıca giyindim ve içeriye döndüm. Poyraz, eline aldığı halterleri sırayla sağ ve sol eliyle kaldırırken pencereden dışarıyı izliyordu. Arkasından görebildiğim kadarıyla kaslarına hayran hayran bakmaya başladım. Sessiz olmaya çalışarak yanına gittim. Sağ kolunu havaya kaldırdığı sırada kollarımı beline doladım, yanağımı sırtına koydum. Yüzünü bana doğru döndürdü ve şaşkınlıkla gülümsedi. Dayanamadım ve hızlıca yanağından öptüm.

"Sence öz savunmanın önemli tarafı nedir?"

İstemsizce kaşlarımı çatarak sorduğu sorunun cevabını düşünmeye başladım.

"Beyin."

Başımı kaldırarak yüzüne baktım. Yüzünde gördüğüm ifade cevabın yanlışlığını belli ediyordu.

"Psikoloji." dediği sırada bedenimi bedeninden uzaklaştırdı.

"Saldır bakalım."

Bir kaç adım geriye gitti. Bacaklarını açtı ve dizlerini hafifçe büktü. Duruşunu düzelttiğinde bacağımı havaya kaldırıp var gücümle vurdum. Poyraz, yana doğru dönerek hamlemden kaçtı. Ayağım havada olduğu için dengemi kaybettim. Poyraz, yere düşmeden son onda bedenimi yakaladı. Ellerim sıkı sıkı kollarından tutundu. Dengemi sağladığımdan emin olduğunda bedenimi serbest bıraktı.

"Ne kadar sinirli olursan ol düşmanına karşı sakinliğini koruman lazım. Onunla eşitmişsin gibi konuşman ve duygularını saklaman lazım."

Poyraz'ın anlattıklarını kafamı sallayarak onayladım.

"Hangi yöntemi ne zaman kullanacağımı nereden bileceğim?"

"Bilemeyeceksin. Her durum için geçerli bir taktik yok. Duruma bakmalı ve karşındakini analiz etmelisin."

Omzuma düşen saçlarımı geriye itti.

"Ana silahın sakinlik ve özgüven olmalı."

Boynumun açıkta bıraktığı tarafını öptü. Uzaklaşmadan gözlerime baktı.

"Sokak kavgalarının belli bir kuralı yoktur. Düşmanı etkisiz hale getir ve kaç."

Son söylediklerine güldüm. Ciddi tavrı daha çok gülmeme sebep oluyordu. Parmaklarını boğazımdan çeneme doğru yavaşça çıkardı, çenemi kaldırdı. Üzerimdeki sporcu atletimin askısını parmağına dolayarak kendine çekti. Yüzüm yüzüne çok yakındı.

SİMSİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin