INSTAGRAM: ysmkayaaa
Keyifli okumalar! 🤍
Cem'in ailesine karşı büyük utanç hissediyordum. Suçluluğumu asla yüzüme vurmayan bu aileyi zor zamanlarında tek bırakmış kendi dertlerime yoğunlaşmıştım. Utana sıkıla yoğun bakımın önüne geldim. Sandalyede oturan kadın beni fark ettiğinde burukça gülümsedi. Yanına gideren oturduğu sandalyenin önünde diz çöktüm. Avucunun içindeki peçeteyi tüm gücüyle sıkan elini ellerimin içine aldım.
"Handan teyze,"
Elinin üzerini yavaşça okşadım.
"Nasılsın?"
Gözlerini gözlerimden çekmeden ağlamaya devam ediyordu.
"Oğlumu bekliyorum."
Karşısında ağlamak istemiyordum.
"Uykuyu sevdiğini biliyorum ama bu kez fazla uyudu. Uyanınca hesabını soracağım ben ona."
Elini ellerimden kurtararak gözlerinin altını sildi. Gözyaşlarının yerine hemen yenileri gelmişti.
"Cem'in yanına gireceğim bir şey demek ister misin?"
"Onu özlediğimi söyle."
Kafamı sallayarak ayağa kalktım. Durumunu öğrenmek için Furkan'ın odasına gittim. Kapıyı çalarak içeriye girdim.
"Akay, hoş geldin."
Gülümseyerek karşılık verdim ve karşısındaki sandalyeye bedenimi bıraktım.
"Cem'in durumu nasıl?"
"Stabil."
"Cem'i görmek istiyorum. Kartım yanımda değil, yardımcı olur musun?"
Çekmeceyi açarak kartını aldı. Ayağa kalktığı sırada onunla beraber kalktım.
"Gidelim hadi."
Odadan çıkarak yan yana tekrardan yoğun bakıma doğru yürüdük. İkimizde sessizdik. Handan teyzenin yanındaki boş yere çantamı ve kabanımı bıraktım. Kartı kapıya okutarak içeriye giren Furkan'ın peşinden içeriye girdim. Direkt Cem'in yatağının yanına gittim. Onu bu halde görmek içimi parçalıyordu. Her zaman neşeli olan adam karşımda ölü gibi yatıyordu. Yüzü yara içindeydi. Rengi gün geçtikte daha çok beyazlıyordu sanki. Soğuk elini tuttum.
"Üşümeyi sevmezsin sen, Cem. Yalvarırım artık uyan."
Dudaklarımı dişlerimin arasına alarak ısırdım. Ağlamamak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Bugün kesinlikle ağlamayacaktım.
"Annen ve baban hala kapıda seni bekliyor. Annen seni çok özledi."
Elimde hissettiğim hareketlilik beynime anında sinyalleri yollamıştı ve panikle Furkan'a bakmıştım.
"Furkan, hareket etti. Parmakları oyandı."
Furkan önlüğünün cebinde duran ışık kalemi alarak Cem'i kontrol etmeye başladı. Makinalar saniyesinde ötmeye başlamıştı. Bu olanlar normal değildi.
"Furkan, iyi mi?"
Makinaya baktığımda dehşetle konuştum.
"Bradikardi! Furkan, nabzı çok düştü bir şeyler yap."
Panikten beynim durmuş haldeydi.
"Akay, oksijen ver."
Baş ucunda duran maskeyi alarak hızlıca taktım. Cem'e hava vermeye başladığım sırada içeriye hemşireler girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH
Fiksi PenggemarAşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama aşkın kaçınılmaz sonudur, delirmek. "Mavi gözleriniz denize benziyor madam! Düşsem ölür müyüm?" "Sö...