INSTAGRAM: ysmkayaaa
Keyifli okumalar! 🤍
Öfkemin ve kırgınlığımın saçma olduğunu bildiğim halde yol boyunca ne Poyraz'la konuşmuş ne de ondan tarafa bakmıştım. Araba evin önünde durunca sessizliğimi koruyarak arabadan indim. Hemen peşimden inen Poyraz'ın bir şey söylemesini beklerken benimle eve doğru gelmeye başlamasıyla olduğum yerde durdum. Demir kapının pervazına sırtımı yasladığım sırada yırtmacın olduğu bacağımı öne doğru uzatarak yolunu kestim.
"Hayırdır?"
Gözleri yırtmaçtan dolayı gözler önünde olan bacağımda dolaştı. Rahatsız olsam da sırf ona belli etmemek için tepkisiz kaldım. Gözleri sonunda gözlerimi bulmuştu. Eliyle bacağımı tuttuğunda ürperdim. Tebrikler Akay, yine kendi ayağına sıktın! Bacağımı kapının önünden çekti ve diğer bacağımın yanına koydu. Yavaşça yanımdan geçerek binadan içeriye girdi.
Peşinden sert adımlarımla yürümeye başladım. Beni sinirlendirdiği yetmiyormuş gibi bir de umursamıyordu. Karan'ın açtığı kapıdan evime giren adamın peşinden hışımla eve daldım. Poyraz'la selamlaşmasını görmezden gelerek kardeşimi ensesinden tutup koltuğa oturttum. Ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkarıp bir köşeye attım.
"Senin yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Tebrikler Karan!"
Poyraz, keyifle koltuğa oturup arkasına yaslandı. Evi yok muydu bu adamın?
"Ne diyorsun, Akay?"
"Ortaya attığın yalan insanların başına dert açıyor. Serdar, o çok sevdiğin Poyraz abinin şirketini basmış. Üstelik Okan amca oradayken!"
İşaret parmağımla güzelim koltuğumda yayılan Poyraz'ı gösterdim. Bakışlarımı Karan'dan çekmemiştim.
"Bu deli de inkar etmemiş hiçbir şeyi!"
"Aman Akay, dert ettiğin şeye bak."
"Karan, bu ciddi bir konu. Lütfen üslubuna dikkat et."
"Poyraz abiden özrümü diledim. Üstelik bu kadarını yapacağını düşünemedim."
"Savunman bu mu? Düşünemedim."
"Sende Selim'in beni kaçıracağını düşünememiştin. Bana açıklaman gerçekten bu mu?"
Yüzüme tokat gibi çarpan gerçek dumur olmama sebep olmuştu. Kardeşim yanımdan geçerek salondan çıktığında olduğum yerde durmayı sürdürmeye devam ediyordum. Elimle alnıma düşen saçlarımı geriye ittim. Ne bitmez geceydi bu böyle.
"Git artık."
Poyraz oturduğu koltuktan kalkarak kırışan takımını düzeltti. Yanımdan geçeceği sırada son anda vazgeçerek tam karşımda durdu.
"Stres iyi değildir."
Bir şey söylemedim. Zaten o da beklemeden gitmişti. Odama giderek Poyraz'ın gönderdiği kıyafeti çıkardım. Askıya asıp kapımın arkasına koydum. Sabah gidip sahibine iade edecektim. Uyumak, bu bitmez geceyi sonlandırmak tek ve son isteğimdi.
***
Acıyan gözlerimi ağır ağır açtım. Gözlerimin camdan içeriye sızan ışığa alışmasını bekledim. Huzursuz bir gece geçirmiştim. Doğru düzgün uyuyamamış, Karan'ın kurduğu cümle kafamın içinde yankılanıp durmuştu. Hazırlanarak odamdan çıktım. Karan'a kahvaltı hazırlayıp masaya para bıraktım.
Üzerime kot ve kalın bir kazak giymiştim. Ankara'ya tam anlamıyla kış gelmişti. Saçlarımı at kuyruğu yaptım ve halka küplerimi taktım. Elbiseyi kutuya özenle geri koydum. Arabama bindiğimde ellerimi birbirine sürtüp ısınmaya çalıştım. Hastaneden önce Poyraz'ın şirketine gitmek için internetten bulduğum bu çok ünlü şirketin adresini navigasyona yazıp yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH
FanfictionAşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama aşkın kaçınılmaz sonudur, delirmek. "Mavi gözleriniz denize benziyor madam! Düşsem ölür müyüm?" "Sö...