58.BÖLÜM

492 23 0
                                    

INSTAGRAM: ysmkayaaa

Keyifli okumalar. 🤍

Soğuktu... O kadar soğuktu ki parmaklarım uyuşmuştu. Boğazım o kadar kurumuştu ki yutkunmak bile acı veriyordu. Kuru dudaklarım çatlamıştı fakat korkum bunlardan çok daha ağır basıyor, ağzıma gelen metalik tat midemi bulandırıyordu.

"Uyan güzelim. Haydi."

Kulağıma dolan boğuk, hırıltılı sesle kendimi zorlayarak başımı kaldırdım.

"Merhaba, Akay."

Odanın uzak, karanlık köşesine baktım. Gözlerim karşımda gördüğüm görüntüyü seçmekte zorluk yaşıyordu. Gözlerimi yumarak sıktım. Yeniden gözlerim ışığa kavuştuğunda her şey netliğini kazanmıştı. Etrafımda daireler çiziyor, arada sırada saçlarıma ve açıkta kalan tenime dokunuyordu. Acıyan boğazımı görmezden gelerek konuşmak için kendimi zorladım.

"Neden buradayım?"

"Büyük balığı yakalamadan önce küçük balıktan başlanmalı."

Boynumun açıkta kalan kısımlarında gezinen elleri kendimi kötü hissetmemi sağlıyordu.

"Küçük hanım, güçlü bir iş adamının aklına girmiş. Ne romantizm, ne dram."

"Saçma sapan konuşmayı kes!"

Tenimden ellerini çekmesi için olduğum yerde çırpınmam onu daha çok tatmin ediyordu. Bunu fark ettiğim an hareket etmeyi kestim.

"Merak ediyorum..."

Ellerini üzerimden çekerek karşıma geçti. Cümleme devam etmemi bekliyordu.

"Bana dokunmaya nasıl cüret ediyorsun?"

Atlas'ın suratında çirkin bir gülümseme yayıldı.

"Ondan korktuğumu mu sanıyorsun?"

"Bana bir şey olursa korkman için büyük bir sebep olacak."

Karşımda kahkaha atmasıyla onu parçalama isteği tüm benliğimi doldurdu. Kurtulma umuduyla sandalyede çırpınmaya başladım. Gittikçe tükenen gücümle yığılıp kaldım.

"Süre doldu, Akay."

Elini çenesine götürerek kaşıdı. Bakışlarımız kısa süreliğine kesişti.

"Ne yapacağız seninle?"

Arkama yürüyerek sıkıca omuzlarımdan tuttu. Ne yapacağını müthiş bir korkuyla beklerken boğazımdan tuttu, başımı kaldırdı.

"Akay, burada benim kurallarıma göre oynayacağız?

Elimden gelen şey ellerinin arasında sessizce tavana bakarak yutkunmak oldu. Ellerini boğazımdan yüzüme çıkardı. Tırnakları derime batıyordu. Canımın acısıyla ses çıkarmamak için dudaklarımı ısırdım. Ellerini üzerimden çekerek yeniden karşıma geçti. Bir sandalye alarak karşıma fazlaca yakınıma oturdu. Ağzıma dolan kanı üzerine tükürdüm. Başımı dikleştirerek dik dik gözlerine bakmaya başladım. Kan olan üzerine bakarak hafifçe gülümsedi.

"Seninle biraz oyun oynayacağız."

Kotunun arka cebine uzandı ve çakı çıkardı. Çakının sivri ucunu boğazımda gezdirdi. Karşısında korkudan titrememek için kendimi olabildiğince sıkıyordum. Kollarımda hissettiğim baskıyla gözlerimi sıkıca yumdum. Koluma kesik atmıştı. Dişlerimi dudaklarıma geçirerek bu acının geçmesini bekledim. Acı geçmek yerine peşine yenileri ekleniyordu. Gözlerimi açtığım kısacık saniye kollarımın kan içinde kaldığını görmeme yetti.

SİMSİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin