60.BÖLÜM

549 21 0
                                    

INSTAGRAM: ysmkayaaa

Keyifli okumalar. 🤍

Bu hayatta çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın. Hayat garipti. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibiydi. O aradaki ince çizgiyi kaçırmamak lazımdı. Yoksa insan yere çok fena çakılıyordu. Ve inanın bana çakıldığınız o yerden kendi kendinizi toplamanız çok zor oluyor.

Bilmediğim bir hastanenin önünde durduğumuzda arabadan indim. Ambulanstan indirilen Poyraz'ı gördüğümde tamam dedim. Bitti. Biz bittik. Öyle bir haldeydi ki bakmaya doyamadığım adamın yüzüne bakamadım. Yaralardan ve kandan yüzü görünmüyordu. Her yeri kanla kaplıydı. Sedyeyle içeriye taşıdıkları sevgilimin peşinden gittim. Elini tuttuğumda bırakmam için zorlamamışlardı. Elime bulaşan sıcak kanı hissettiğimde olduğum yerde kaldım. Sedye gitmeye devam ettiğinde ellerimde olan eli benden ayrıldı. Boşlukta sallanan eliyle dizlerimin üzerine çöktüm.

Açılan sürgülü kapıdan içeriye giren Poyraz'a son kez baktım. Gelip geçen insanlar acıyarak bakıyordu. Kimseyi umursamadan ağlamaya devam ettim. Okan amcaya ne diyecektim ben? Oğlun ölüyor gel son kez gör mü diyecektim? Poyraz, bizi terk mi ediyor diyecektim? Kalbi dayanır mıydı buna? Metanetli kalabilir miydi? Kollarım tutulduğunda başımı kaldırdım. Tanımadığım bir kadındı.

"İyi görünmüyorsunuz. Yardım etmeme izin verir misiniz?"

Tepki vermeden boş boş baktım yüzüne. Elimle az önce Poyraz'la arama giren kapıyı gösterdim.

"Bana Poyraz'ı getirebilir misin?"

"Eminim arkadaşlarım ellerinden gelenin en iyisini yapacaktır."

Doktor olduğunu anladığım kadının yardımıyla ayağa kalktım, beni koridorda yönlendirmesine izin verdim. Acil yazan kapıdan içeriye girdik ve boş bir yere oturmamı sağladı. Bir kaç dakika yan tarafta bir şeylerle uğraştı. Gözlerimin önünden Poyraz'ın o görüntüsü silinmiyordu. Koluma değen pamukların verdiği acı hoşuma gitmişti. Poyraz, içeride acı çekiyorken burada kendimin acı çekmesi beni rahatlatıyordu.

"Polis gelecek birazdan."

"Kim çağırdı?"

"Ben haber verdim. Kesikler çok derin değil temizlemem yetecek."

"Bitti mi?"

"Evet. Geçmiş olsun."

Sedyeden kalkıp gelecek olan polis memurlarını beklemeden acilden çıktım. Poyraz'ı benden kopardıkları kapının önüne geldim. İçeriden gelecek ufacık bir iyi haber için beklemeye başladım. Dakikalar bir türlü geçmek bilmiyordu. Okan amcaya haber vermem lazımdı. Hastanenin girişinde gördüğüm görevliden telefon rica etmek için çıkışa gittim.

"Affedersiniz."

Karşılıklı sohbet eden iki görevli aynı anda döndü.

"Nişanlımla kaza yaptık ve aileme haber vermem lazım. Rica etsem telefonunuzu kullanabilir miyim?"

"Tabii ki."

Cebinden telefonunu çıkarıp uzattı.

"Buyurun."

Telefonu Poyraz'ın kanının bulaşmadığı elimle aldım. Titreyen ellerimle ekranı açtım. Okan amcanın numarasını ezbere bilmiyordum. Cem'i aramam ve Emir'e haber vermesini istemem daha uygundu. Ezbere bildiğim numarayı yazarak aradım.

"Alo."

"Cem, benim Akay."

"Akay, iyi misin? Neredesin?"

SİMSİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin