INSTAGRAM: ysmkayaaa
Keyifli okumalar! 🤍
Mutlu günlerin hatırası bazen bir ömre yayılır. Yıllar sonra karşımda kanlı canlı gördüğüm adamın özlemi bir anda üzerime çullanmış gibi hissediyordum.
"Burada ağlamaya devam mı edeceksin?"
Akan burnumu utanma hissetmeden çektim. Sığındığım göğsünden ayrılarak yüzüne dikkatlice bakmaya başladım.
"Akay, incelemen bitmedi mi daha?"
"Sadece gözlerime inanamıyorum."
Kapının önünden çekilerek içeriye girmesini bekledim. Yolunu bildiği salona doğru yürürken kapıyı kapatıp peşinden ilerledim. Koltuğa boylu boyunca uzandı. Ellerimle göz yaşlarımı sildim ve bu sefer gülümseyerek Cem'e sarıldım. Onu karşımda görmeyi asla beklemiyordum. Gözlerime inanamayarak yüzünü izlemeye devam ettiğimde o yakışıklı suratıyla bana bakıp sırıttı. Saçlarımı dağıtıp ayağa kalktı.
"Uykum var, uyumak istiyorum."
Hipnoza girmiş gibi kafamı hızı hızlı salladım.
"Odamda yatabilirsin."
Odama kadar eşlik etmek için sessizce peşinde ilerliyordum. Kapının pervazına sırtını dayadığı sırada yanağımdan makas aldı. Hafifçe ittirerek odaya girmesini sağladım. Kapıyı kapatarak geldiğim salona geri döndüm. İçimi inanılmaz bir mutluluk kaplamıştı. Mutluluğun verdiği hisle yerimde duramayacağımı bildiğim için kahvaltı hazırlamaya karar vererek mutfağa girdim.
Cem'in ne zaman uyanacağını kestiremiyordum fakat kahvaltı uyandığında hazır olsun istiyordum. Yıllar sonra burada, evimdeyken onu en iyi şekilde ağırlamak istiyordum. Cem'in sevdiğini bildiğim her şeyi yapacaktım. Saçlarımı toplayarak işe koyuldum.
Hazırladığım sofraya bakarken kendimle bir kez daha gurur duydum. Sofrada azar azar her çeşitten vardı. Eksikleri kontrol etmek için son bir kez göz gezdirdim. Her şeyin tam olduğuna emin olduğumda geriye uyumaya devam eden arkadaşımı uyandırmak kalmıştı. Kapıyı yavaşça açarak içeriye girdim. Kocaman gövdesi yatağıma zor sığdığı için ortaya komik bir görüntü çıkmıştı.
Yatağıma oturarak anlına düşen saçlarıyla oynamaya başladım.
"Uyuyan güzel uyanmayı düşünüyor mu?"
"Öpersen neden olmasın."
Saçlarındaki ellerimi çekerek anlına vurdum. Uykulu, hırıltılı sesi bile ona yakışıyordu.
"Serserilik yapmayı kes! Seni çok güzel bir kahvaltı bekliyor ve sen onu kaçırmak üzeresin."
Cem yatakta doğrulduğu sırada çalan kapıyı açmak için odamdan çıkıp kapıya doğru ilerledim. Küçük kardeşim nihayet evin yolunu bulabilişti! Kapıyı açtığımda azarlamaya hazır bir vaziyetteyken karşımda gördüğüm suret duraklamama sebep oldu. Poyraz ve çok sevgili kuzeninin bu saatte kapımda ne işi vardı?
"Akay, bizi eve almayacak mısın?"
"Bir evin olduğu aklına gelebilmiş."
Gözlerini deviren kardeşimi gerçek anlamda dövmek istiyordum. Yaptığı her hareketi resmen gözüme batmaya başlamıştı. Sakin kalmak için sesli ve derin bir nefes alarak içeriye geçmeleri için kapının önünden çekildim. Tek tek içeriye girmeye başladıklarında odamdan çıkan Cem'e dikkat kesildiler.
Bu çocuk neden tişörtü olmadan geziniyordu? Üzerinde sadece vücuduna tam oturan siyah kot pantolonu ile saçlarını düzelterek yanımıza geldi. Tanımadığı yüzleri ciddiyetle izlerken göz göze geldiğimizde sevimlice gülümsedi ve yanıma iyice sokuldu. Karan'a göz kırparken bir yandan da uykulu sesiyle konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH
FanfictionAşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama aşkın kaçınılmaz sonudur, delirmek. "Mavi gözleriniz denize benziyor madam! Düşsem ölür müyüm?" "Sö...