INSTAGRAM: ysmkayaaa
Keyifli okumalar! 🤍
Zaman acımasızdı! Birini görmediğin zaman onu aşabileceğini hissettiriyordu fakat bu kocaman bir yalan. Karşımda duran, bedenimde sıcaklığını hissettiğim adama karşı hislerim küçük Akay'ın taşıdığı hislerle birebirdi. Sercan, kolunda duran elimi sertçe tuttuğunda bedenimi salonun ortasına doğru savurmuştu. Dengemi sağlayamadığımda geriye doğru düşecekken Poyraz bir kez daha düşmeme engel olmuş, bedenimi sıkıca sarmıştı. Kendimi yerde bulmayı beklerken onun kollarında bulmak afallatsa da hemen kendimi toparlamış ve ondan uzaklaştım. Aslında asıl şaşkınlığı Poyraz'dan ziyade Sercan'ı bu şekilde görmek yaşatıyordu.
"Sercan, ne yapıyorsun sen?"
"Karan, sakın karışma!"
Karan'a bağırması ile yeniden ona atılacakken Poyraz, kolumdan tutarak kendisine çekti. Ufak bedenim onun sert gövdesiyle Sarcan'ın bakışlarından kurtulabilmişti. Zira Sercan, ilk defa bu denli öfkeliydi.
"Kimsin lan sen?"
Sercan garip bakışlarla Poyraz'ı ve arkasına sakladığı beni inceledi. Tek kaşını havaya kaldırıp merakla Poyraz'ın yüzüne baktı.
"Sana bir soru sordum?"
Evde yankılanan Poyraz'ın gür sesi ve hemen ardından Sercan'ın yakasına yapışmasıyla yerimden sıçradım. Poyraz'ın ismini söyleyerek onlara yaklaştım ve adamı tahrik edecek derecede sırıtmaya devam eden Sercan'dan güçlükle uzaklaştırdım. Bir insan nasıl bu kadar ağır olabilirdi?
"Poyraz, sakin ol."
Sercan, ortada kendisinden dolayı yaşanan bir kaos yokmuşçasına vücudunu un çuvalı misali tekli koltuğa bıraktı. Alaycı gülüşü yüzünden yok olmazken bakışlarını yeniden Poyraz'a sabitledi.
"Abisiyim."
Poyraz beklemediği cevap karşısında gözlerini kapatarak bir kaç saniye derin derin nefes aldı. Kendini kontrol altında tutmaya çalışıyordu fakat becerebildiğini söyleyemezdim. Göz kapakları usul usul açıldığında gözleri direkt gözlerimdeydi.
"Eğer kardeşimi benden kaçırmasaydın..."
Aramıza giren Sercan'ın sesiyle sözünü keserek araya girdim.
"Ben kimseyi kaçırmadım!"
"Kes sesini beni dinle."
"Doktora bir kez daha bağırırsan senin sesin kesilecek!"
Poyraz'a ne ayaksın sen der gibi baksa da dudakları yarıda kestiğim cümlesine devam etti.
"Sen kabullenmesen de biz kardeşiz, Akay. Ve ben kardeşlerimin yanında olmak istiyorum. Anladın mı? İstiyorum ve olacağım!"
"Sana ihtiyacımız yok."
Yeniden ayağa kalktı ve öfkeyle kısa saçlarını çekiştirdi. Poyraz, her ihtimali karşı hemen yanımda tetikte bekliyordu.
"Ulan ihtiyacınız var diye değil abiniz olduğum için istiyorum. Kızım anla şunu artık düşman değiliz biz!"
Yanmaya başlayan gözlerim burada kalmamam gerektiğini bana hissettirirken konuşmadan salondan çıktım. Odama girdiğimde dönmeye başlayan başımla olduğum yere çöktüm. Sırtım kapının soğukluğuna alışmaya çalışırken Sercan'ın arkamdan bağıran sesini duymamak için kulaklarımı kapattım. O halde ne kadar beklediğim bilmiyorum fakat sakinleşemiyordum. Bulunduğum oda üstüme üstüme geliyor, görünmeyen bir el nefesimi kesiyordu. Uyuşan ayaklarımla yerden güçlükle kalktığımda bana neyin iyi geleceğini biliyordum. Üzerimi değiştirerek kendimi evdekilere görünmeden dışarıya attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMSİYAH
FanfictionAşk güzeldir. Onun yanı sıra felakettir. Evet, felaket. En büyük felaket aşk... Baktığın her yönde onun yüzü vardır. Deli olmamak elde değildir. Ama aşkın kaçınılmaz sonudur, delirmek. "Mavi gözleriniz denize benziyor madam! Düşsem ölür müyüm?" "Sö...