26.Bölüm

567 31 8
                                    

Ay üniversite sınavına çok az kaldı ve bende son sınıfta olduğum için buraya çok gelemiyorum ama uzun aralıklarlada olsa bölüm atmaya devam ediceğim sizleri seviyorummm♥️

Aybars'ın Anlatımından

-Erdem Kara

Duyduğum isimle ayağa kalktım, dedem böyle bir şey yapmazdı. (Erdem Kara Aybars'ın dedesi)

-Siktir lan ordan buna inanıcağımı mı düşünüyorsun gerçekten?

Elimdeki kan torbasından gözlerini ayırmadan hırıltılı şekilde konuştu.

-Ver şunu bana

Sinirle elimdeki kan torbasını sıktığımda torba delindi ve kan yere akmaya başladı Emir hırçınlaşıp saldırmaya çalıştı, elimdeki torbayı bıraktığımda yere düştü ve içindeki tüm kan yere yayıldı. Sinirden tüm vücudum kasılırken arkamı dönüp deponun kapısına ilerledim, kapının yanında duran korumanın yanında durup konuştum.

-Ben gelene kadar Emire kan vermeyin.

Arkamı dönüp Emire baktım delirmişti artık, yerdeki kana bakarak çırpınıyordu, tepkisizce ona bakıp  önüme dönüm  deponun açılan kapısından dışarı çıktım kapı arkamdan kapanırken arabaya yöneldim. Mahzende sorun çıktığı için oraya gitmem gerekiyordu ama dedemin yanına gidicektim büyü gerçekten o yaptırdıysa bedeli ağır olucaktı, bir hafta boyunca göz göre göre acı çektirmişti başından ayrılmayıp uyanmasını beklemiştim, acı çekiyor mu? sorusu beynimde yankılanıyordu delirmek üzereydim.

*********

Dedemin evine geldiğim zaman arabadan inip eve doğru hızlı adımlarla ilerledim. Sinirden nefes alış veriş hızım değişirken kendimi dizginlemeye çalıştım evin kapısı açıldığında yardımcının konuşmasına izin vermeden içeriye dalıp bağırdım.

-ERDEM KARAA torununa anlatman gerek bazı konular var gibi.

Salona girdiğimde dedem koltuğuna oturmuş sakince bana bakıyordu onun sakinliği beni dahada sinirlendirirken hırlamaya yakın sinirli bir ses tonuyla direk sorumu sordum.

-O büyüyü Emire sen mi verdin?

Dedemin suratına yayılan gülümseme ile afallamıştım konuşmasını bekledim kısa bir süre o konuşmayınca sinirle tısladım.

-Sen verdin?

Önümdeki sehpayı fırlatıp ona doğru yürüdüm, ayağa kalkıp eliyle durmamı işaret etti.

-Orda dur delikanlı deden olduğumu unutma.

Hırlayıp olduğum yerde durdum ve ona nefretle baktım bakışları vücudumda dolanıp güldü ve yüzüme baktı.

-Dönüştüğünde tam bir canavar oluyorsun artık.

Gülümsemesi sinirimi bozarken delirdiğini düşünmeye başladım o ne olduğunu algılayamadan sıkı olmamasına dikkat ederken yakasından tuttum ona ufak çaplı tehdit ediyordum bir nevi.

-Artık kendimi tutamıyorum bana saçma saçma şeyler söyleme. Hira'yı nasıl uyandırıcağımı söyle.

Dedem kaşlarını çatıp elini omzuma koydu.

-Uzaklaş bakalım biraz.

Yakasında olan elimi çekip olduğum yerde dilmeye devam ettim.

-Anlat.

Derin bir nefes alıp koltuğuna yerleşti ve arkasına yaslandı.

-Büyüyü veren bendim ama bunu kötü bir niyetle yapmadım evlat. Hira ve Asilin iyiliği için yaptım.

Eliyle karşısındaki koltuğa oturmam için işaret yaptığında koltuğa yerleştim ve dikkatlice ona baktım.

-Hira kaçırıldığında ona büyü yapılmış bu büyü yüzünden Hira Asili kullanamıyordu

Sözünü yarıda kesip konuştum.

-Bunu nerden biliyorsun?

-Emir onun oraya senden önce gitmesine o yüzden izin verdim. Durdurabilirdim ve seni önce gönderebilirdim ama yapmadım.

Tam ağzımı açmış konuşacakken benden önce davrandı.

-Yapmadım çünkü orada seni ne karşılayacağını bilmiyordum ama Demir oğlunu gönderirken bunları hiç düşünmedi. Sonuç olarak seni tehlikeye atmamak için Emirin ilk orada ne olduğunu öğrenmesine izin verdim ve ona bu büyüyü verdim. Büyü Hira'yı uyutuyor  yani canı yanmıyor bilincide açık sesleri duyabiliyor ama bedenini kontrol edemiyor eğer uyutmasaydım istemsizce Asile zarar vericekti Asilin büyüsünü kırmadan Hira'yı uyandıramayız. Büyücüler bunun üzerinde çalışıyor Deniz ilede iletişime geçtim oda bize yardım ediyor.

Duyduklarıma nasıl tepki vermem gerektiğini seçemiyordum. Hira baştan beri beni duyuyor ise bu iyiydi ona seni seviyorum diye bir milyon kere söylemiştim çünkü, canının acımamasıda iyidi amaaaa bunları ben neden şimdi öğreniyordum niye başta bana söylenmemişti?

-Bunları niye bana başta söylemedin dede? BİR HAFTA BEN NE ÇEKTİM BİLİYOR MUSUN?

Sona doğru bağırmaya başlamıştım.

Yazarın Anlatımından.....

Aybars sinirlenmekte haklıydı sevdiği kadın için hiç bir şey yapamadan beklemek onun canını çok yakmıştı *ya bir daha uyanmazsa* en çok korktuğu şeyde buydu bunu düşünerek kendini dahada germişti, şimdi duyduğu şeyler onu rahatlatmıştı ama bir o kadarda sinirlenmesine sebep olmuştu boşuna mı bu acıyı çekmişti o dedesinin ona anlatmamış olması sinirlenmesine sebep olmuştu. Ama dedeside onları korumaya çalışıyordu Hira uyutulmasaydı farkında olmadan Asili öldürücekti Hira'nın her hareketinde Asilin olduğu kafes daralıcaktı. Asilin serbest kalması ve Hira'nın uyanması için bir seçenek vardı ama tehlikeliydi. Erdem bir süre Aybarsın sakinleşmesini bekledi Aybars o sürede düşündü ve olayları değerlendirdi.

-Bak evlat Hira'yı kurtarmanın bir yolu var ama çok riskli.

Aybars yerdeki bakışlarını kaldırıp dedesine baktı. Erdem derin nefes alıp konuştu.

-Ona senin kanını içirirsek kurtulabilir ve eğer kurtulursa ciddi anlamda üstün bir güç olur ama bu kadar gücü kaldıramayabilir sahip olduğu güçleri biliyorsun ve senin kanın normal bir vampirin kanından kat ve kat güçlü ona bu kadar gücü verirsek ve o buna dayanamazsa

Cümlesini tamamlamadan susmuştu sonu belliydi zaten Hira bir daha uyanamaz ve ebedi uykuya dalardı. Aybars duyduğu şeylerle donup kaldı kafası çok karışmıştı. Ne yapması gerektiğine karar veremiyordu başka yol bulunması için bekleyebilirdi ama beklemek istemiyordu artık onsuzluğa dayanamıyordu, diğer seçenek içinde cesareti yoktu onu sonsuza dek kaybedebilirdi.

Kısa bir bölüm oldu ama çok beklettiğim için hemen yazıp atmak istedim.

Bölüm hakkındaki yorumlarınızı yazarsanız sevinirim gidişatta sizin düşünceleriniz yol gösterici oluyor.

Oy vermeyi unutmayınnnn♥️♥️

Bay Safkan ve Kelebek (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin