Saatler gece yarısını çoktan geçmiş, etraf karanlık..Ay olacakları anlamış gibi tüm görkemiyle yollarını aydınlatmak için parlıyor yıldızlar aya eşlik ediyor... Gece suskun, sessiz...Etrafta tek ses dört yiğitten gelen nefes sesleri...Adım sesleri duyulmuyor sanki adım atmıyorlar...
Dağdaki itler tedirgin..Farkındalar birşeyler oluyor, içlerinde filizlenmiş korkuları lakin aldıkları Türk kökenli canlar keyiflenmelerini sağlıyor bir nebzede olsa... Keyifleri kısa sürüyor zira nefes nefese koşarak yanlarına gelen adamın vereceği haber belli, hoşlarına gitmeyecek birşeyler olduğunu anlıyorlar...
Adam korkulu gözlerle zorlukla aldığı nefeslerini düzenlemeye çalışarak yanına yaklaşan başkana bakıyor, etrafındaki herkes anladı gördü adamın gözlerindeki korkuyu...
"Ne oldu heval, nedir bu halin?"diye soruyor başkan, adamın titreyen bedenine gözlerine yerleşmiş olan korkusuna anlam vermeye çalışarak...
"Türkler geliyor başkan"diyor adam sesinde bas bas bağıran korkusuyla, gördüklerini anlatmaya bile korkuyor...
"Tc herzaman geliyor heval..Ne oldu açık konuş?"diye soruyor başkan, anladı adamın söylemediği bir şey olduğunu..
"Be.beni sağ bıraktılar başkan, haber vermem için.. Türkmen köyünde yaptığımızın bedelini ödetmeye geliyorlar..Başlarında K.kızıl var başkan.. Herşey biranda oldu..Bir anda kampımızın ortasında belirdi herkesi yaraladılar sonra...sonra canlı halde bağırsaklarını çıkardılar canlıyken adamlarımızın başkan..Her..heryer kan gölüne döndü..Türkleri ilk kez bu kadar vahşi gördüm ben..Beni haber vermem için yolladılar..Dediler ki.. Karşımızda Türk askeri yokmuş..karşımızda Azrail varmış..Saklanmak bir işe yaramayacakmış başkan.. Hepimiz öleceğiz!"diye hiddetle korkuyla titreyerek anlatmıştı aldığı kesik kesik nefeslerinin arasında...
Dinleyen herkesin içinde korku baş göstermişti...İlk defa pişman olmuşlardı dağa çıktıklarına..Hepsi biliyordu ki Türk askeri boş konuşmazdı..Yıllardır dağda olan itler bir askere karşılık bin adamlarının canını verdiklerinden bilirdiler... Hepsi korkuyla başkana bakıyordu..Haber getiren adam haklıydı, kaçıp saklanmaları bir işe yaramayacaktı artık...
Gölge komutan soğuk bakışlarıyla haber veren itin çevresinde korkuyla dinleyen itleri izliyordu...Dudakları kıvrılmış, mavi gözleri donuk lakin gök yüzü gözlerinde çakan şimşekler besbelli...
Cebinden sigarasını çıkarıp yakmıştı Gölge komutan..İçine çektiği gri dumanı gecenin karanlığına bırakmış korkuyla silahlanmaya çalışıp birbirlerine çarparak hareket eden cesetleri keyifle izliyor... Bekliyor çünkü korkuyu iliklerine kadar hissetmelerini istiyor...
Üzerinden gelen kan kokusu sigarasının kokusuna karışıyor..Hoşuna gidiyor bu koku kadının..Tarifsiz bir zevk alıyor... Kardeşleri de kendisi gibi rahatça sigaralarını yakmış karşılarındaki korkuyla hareketlenen cesetleri izliyor... Sigaranın cılız alevinin görünmesi umurlarında bile değil... Karşılarındaki itler o kadar korkuyor ki dikkatleri dağınık fazlaca hata yapıyorlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"ben Vatan'ının her bir karış toprağına aşık bir kadınım"