Genç kadın güçlü duruşundan ödün vermiyor olsada kızarmış mavi gözleri acı çektiğini belli ediyordu...Albay Çetin komutandan izin alıp Kara ile askeriyeden ayrılıp hastaneye gelmişlerdi.Albay da yanlarında idi...Soğuk hastane koridorunda Kuzgun'un timini herbiri başka yere çökmüş komutanları için dua ederken bulmuşlardı.Albay Çetin DOĞAN neler olduğunu askerinin ne durumda olduğunu sormuştu iki kere kalbi durduğunu söyleyen askerin ağladığı için çatlak çıkan sesi ile gözlerini kapatmıştı Gölge...
'Allah'ım..lütfen onuda alma benden...henüz erken'diye içinden haberi aldığından beri dua ediyordu Gölge...
İki saat sonunda ameliyathanenin kapısı açılıp içeriden iki doktor çıkmıştı..Yüzlerinde zorlu bir mücadele verdiklerini belirten buruk bir gülümseme hakimdi iki doktorunda...
"Kuzgun beyin yakınları?"diye sormuştu kadın doktor.
"Albay Çetin DOĞAN, askerimin durumu nedir doktor hanım?"
"Kurşun riskli bir bölgeye denk geldiği için biraz zorladı bizi albayım lakin başarılı bir şekilde kurşunu çıkardık..Şuan durumu stabil, önlem amaçlı bir gece yoğun bakımda kalacak ertesi gün bir sorun oluşmaz ise uyandığında normal odaya alacağız...Kurşun kalbini teğet geçtiği için hemen çıkamaz hastenemizden umarım bu konuda yardımcı olursunuz"demişti doktor Sena, zira hastaneye gelen her asker çıkmak için yapmadığını bırakmıyordu ve artik zorlanıyordu...
"Merak etmeyin doktor hanım siz ne derseniz o olacak"diyip aldığı güzel haberle gülümsemişti albay...
Gölge ise duydukları ile rahat bir nefes almıştı..Yanında kolundan tutup destek veren kardeşine hafif gülümsemiş, ameliyathaneden çıkarılan sevdiği adam ile verdiği nefesi tutmuştu...
Soluk tenini, hafiften morarmış dolgun dudaklarını kapalı gözlerini görmek içini acıtmıştı kadının...Kuzgun'u gördüğü andan beri ilk defa bu kadar savunmasız ve güçsüz görüyordu...Elini tutup güç vermek, yanında olduğunu hissettirmek istiyordu lakin yapamazdı ki...
Hangi sıfatla elini tutacaktı?
Mutlulukla birbirlerine sarılan askerlere kısaca bakıp uzaktan izlemeye devam etmişti...Yanına gidebilmesi için bir gerekçesi yoktu maalesef...
Evet seviyordu adamı...ama sadece kendisi seviyordu...Fazlalık gibi hissetmeye başlamıştı biranda...Oysa sevdiğinin yanına gidip sıkıca sarılmak, göğsüne başını koyup atan kalp atışlarını hissetmek istiyordu...
"Gidelim Kara...burada durmamız için bir sıfatımız yok"diye mırıldanmıştı Gölge, mavi gözleri dolu doluydu...
"Emin misin kardeşim...sevdiğini bırakıp gitmeye?"demişti Kara kız kardeşinin dolmuş gözlerine bakarak şefkatle gülümsemişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARIŞIN (TAMAMLANDI)
Teen Fiction"ben Vatan'ının her bir karış toprağına aşık bir kadınım"