13.BÖLÜM

1.8K 95 1
                                    

İyi okumalar.

Gülperi

Mutfakta Gökdeniz'le birlikte kendimize bir şeyler hazırlarken mutluluktan gülümsemeden duramıyordum. Her gün yeni bir Gökdeniz tanıyordum. Mesela şuanki Gökdeniz daha önce hiç göremediğim kadar neşeliydi. Ve oldukça konuşkan.

Yaptığımız çorbadan sonra şimdi de makarna yapmak için tencereye su koyup sandalyede oturup beni bekleyen Gökdeniz'in yanına oturdum. Gülümseyerek konuşmaya başladı.

-" Burda, evimde olmana hala inanamıyorum" dedi

Bende inanamıyordum. Uzaktan izleyip avunduğum adamla bu hallere gelmiş olmama inanamıyorum. Üstelik Gökdeniz'le olmuş olmama. Bazen o kadar duygusuz duruyordu ki korkuyordum, bir gün beni sevmeyeceğini düşünüp hayal bile kuramazdım .

Şimdi ise hayallerimde bile olmayan anları yaşayıp, onun mutluluğunu yaşıyordum. Hayat çok garipti, senden çoğu şeyi alıyordu. Tam artık hiçbir şeyim kalmadı dediğin an öyle bir kapıyla geliyordu ki sana hayret ediyordun.

Gökdeniz'den tam umudumu kaybettiğim an Gökdeniz'i bana vermişti. Hem de öyle güzel bir şekilde gelmişti ki tüm ruhumu iyileştirmişti.

-" Bundan sonra hep seninleyim çimen gözlüm. Bıksan da bıkmasan da Gülperiden kurtuluş yok sana!" dedim gülümseyerek.

Başımı omzuna yaslayıp elini tuttum. O da başını başıma yaslayıp konuştu.

-" Çimen gözlün senden hiç bıkar mı Peri'm " dedi.

Başımı hafif kaldırıp burnumu boynuna dayadım. Kokusunu çok seviyordum. Fırsatım olsa kokusuna yuvam der bir an olsun ayrılmazdım. " Hele bir bıksın!" Dedim tehtit eder gibi.

Kıkırdadı. İçimden taşan sevgiyle boynundan ayrılıp ellerimle yanaklarını sıktım.

-" Ya ben seni yerim! Şu tatlılığa bak ya!"

Ellerini ellerimin üstüne koyup yanaklarından uzaklaştırdı." Bebek mi seviyorsun Peri'm ya!" Huysuz çocuklar gibiydi şuan. Allahım ya, çok tatlıydı. Yeşil yeşil bakıyordu bir de öyle etrafa, gel de yeme!

-" Ama çimen gözlüm ya"

Elini uzatarak omzumdan beni tekrar göğsüne çekti. Elini başıma koyup saçlarımı karıştırdı.

" Aması yok Peri'm " dedi gülerek. Omzumu silkip ellerimle beline sarıldım. Gözlerim ocaktaki tencereyi bulunca suyun kaynadığını gördüm. Ellerimi belinden ayırıp " su kaynamış " dedim . Ben makarnayı pişirirken Gökdeniz de sofrayı hazırlamıştı. Tabi arada birkaç sakarlık yapmış olsa da hazırlamıştı.

Yemeklerimizi yedikten sonra mutfağı toparlayıp içeriye geçtik. Gökdeniz salondaki kitaplığı gösterip oradan Özdemir asafın kitabını istedi. Kütüphanede yarım bıraktığımız şiir kitabı. Küçük kütüphaneye yaklaşıp rafta göz gezdirdim. Ardından hemen sol tarafta duran kitabı elime alıp Gökdeniz'in yanına geri oturdum.

Gökdeniz koltukta yan uzanırken başını dizlerime koydu. Elinin biri bacağımı sararken diğerini yanağının altına koyup gözlerini kapattı. " Biraz okur musun, dizlerinde uzanırken " dedi. Ellerimle saçlarını karıştırıp gülümsedim." Okurum çimen gözlüm okumam mı hiç?"

Gözlerimi şiirlerde gezdirirken bir tane şiiri buldum. Hoşuma giden dizlerinden başladım okumaya.

Doğuyorum
Ben de sana
Yaşıyorum
Ben de sana
Geliyorum
Ben de sana
Bitiyorum
Ben de sana
Ölüyorum
Ben de sana

Gözleri kapalı yüzünde bir gülümseme oluştu. Elimi saçlarına koyup hafif hafif okşamaya başladım. Dudaklarını kıpırdatarak " bitiyorum sana" dedi. Yüzümde gülümseme oluşurken aynı onun gibi ben de sana dedim. Okumaya devam ettim.

Yalnızım
Ben de sensiz
Çirkinim
Ben de sensiz
Küçüğüm
Ben de sensiz
Ölüyüm
Ben de sensiz

İki eliyle sıkıca dizlerime sarıldı. Az önce gülümseyen yüzünü hüzünlü bir hal alırken " kimsesizim, sensiz" dedi.

Kitabı kenara koyup elimi yanağına yasladım. Hafif hafif yanağını sevdim, sonra parmak uçlarım aşık olduğum gözlerini buldu. Usulca sevdim onları da, duyduğu tüm hakaretleri temizlemek ister gibi.

Biz birbiriyle var olan iki kimsesiz çocuktuk. Hala büyüyemeyen kimsesiz çocuklar.

BÖLÜM SONU

KÖRDÜĞÜM SEVGİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin