1. Bölüm: Berdel

36K 1.1K 357
                                    

efgan: ıstırap ile haykırma.

30 Ocak 2023

...

Elimdeki çikolatayı kemirirken bir yandan da koridorda bir sağa bir sola adımlayıp duruyordum. Yaklaşık bir buçuk saattir Umut'u alışveriş merkezinin teras katında beklesem de bir türlü gelmek bilmemişti.

En sonunda telefonumun bildirim sesini duyunca adımlarımı durdurup cebimden bir hışımla telefonu çıkardım. Ekranda gördüğüm mesajla sinirle yerimde tepinmemek için zor dururken bir küfür savurdum.

'Kardeşim, Leyla düştü onu eve bırakıyorum, gelemeyeceğim.'

Sakinleşmeye çalışarak gözlerimi kapattım. Tamam, olabilirdi... Kız arkadaşı düşmüş ve bu yüzden beni ekmişti. Normalde çok çabuk sinirlenen bir insan değildim ancak böyle durumlar gerçekten canımı sıkıyordu.

Telefonumu cebime koyacakken elimde titremesiyle ekrana döndüm. Abimin aradığını görünce biraz da olsun sakinleşerek telefonu açtım ve kulağıma götürdüm. "Efendim abi?"

"Kaan neredesin?" Nefes nefese kalmış gibi konuşmasıyla kaşlarımı çattım. "Piazza'dayım."

"Ben," dedi boğuk sesiyle. Zorlukla konuşuyormuş gibiydi. "Sevdim Kaan, çok sevdim. Onlar sev-mek ne demek bilmiyordu bu yüzden yargıladılar hep."

"Abi ne diyorsun neredesin sen, söyle yanına geleceğim." Hızlıca terasın çıkışına doğru ilerlerken camdan yansımamı görmemle gözlerimi devirdim. Ceketimin sağ cebinde olan mendili alarak çikolata olmuş dudaklarımı hızlıca sildim.

"Kardeşim," dedi kısık sesiyle. "Sakın onlara boyun eğme tamam mı?"

"Abi niye böyle konuşuyorsun, ne oluyor?!" En sonunda bağırınca yüreğime bir ağırlık çökmüştü.

Asansörlere ilerlerken döndüğüm koridorda bir anda bir şeye çarptım. Dizimde hissettiğim acıyla dudaklarım arasından bir inleme çıkmıştı. Tutunduğum tekerlekli sandalyeden destek alarak doğrulurken adama ters ters baktım.

Gözlerindeki o saçma ifadeyi görünce irkilerek bir adım geri gittim. Tekerlekli sandalyede oturuyor olmasına rağmen nasıl bu kadar korkutucu olabiliyordu anlamamıştım. Ateş saçan gözlerini telefonunun çalma sesi kesmişti. Fırsat bu fırsat diyerek hızlıca yanından geçerek merdivenlere ilerledim. Asansör çok zamanımı alacaktı ve benim zamanım yoktu.

"Abi konuş benimle, neredesin?" Kulağıma dolan inleme sesiyle neye uğradığımı şaşırdım. "Dağ evindeyim," diye fısıldayan sesini duyduktan sonra ne kadar konuşsam da hiçbir ses alamadım ondan. Telefon açıktı ancak sesi yoktu.

Atlaya atlaya indiğim merdivenlerden sonra sonunda çıkışa ulaştığımda hızlıca otoparktan içeri girdim. Koşarak arabamı bulup içine girdiğimde bir saniyemi bile boşa harcamadan arabayı çalıştırıp alışveriş merkezinden tamamen ayrıldım.

Trafiğin çok yoğun olmaması az da olsa rahatlamamı sağlarken orman yoluna doğru son sürat ilerledim. Küçükken babamla birlikte her hafta sonu gelip eğlenceli aktiviteler yaptığımız o dağ evi büyüdükçe abim ile benim sığınma yuvamız gibi bir yer olmuştu. Canımız ne zaman sıkılsa ne zaman yalnız hissetsek kendimizi hep orada bulmuştuk.

Şimdi ise bana ihtiyacı vardı.

Karan abim ve benim aksime diğer abilerim erken yaşta evlenip çoluk çocuğa karıştıklarında bizden de uzaklaşmışlardı. Aynı konakta yaşasak da birbirimize yabancı gibiydik. Bu yüzden en çok Karan abim ile aramda güzel bir bağ vardı. Şimdi sesini öyle duymak ve iyi olmadığını hissetmek korkudan öldürüyordu beni.

efgan | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin