[tamamlandı]
Yarım olan bendim, huzuru veremeyeceğini düşünen oydu.
.
"Bu zamana kadar hep ayağa kalkmaya ihtiyaç duyduğumu hissederdim şimdi ise..." Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda göz göze geldik. "İhtiyacım olan senmişsin aslında."
.
Boran yılla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
21. bölüm: bırakmam
Bazen insan ya sike sike ya da seve seve söylediği sözden dönmek zorunda kalabiliyordu. O gece sinirle odaya çıkıp soyunarak yattıktan sonra iki saat de geçse uyuyamamıştım. Çünkü aklımda sevgili kocam vardı. Her ne kadar saçma sapan bir mevzu da olsa bana güvenmesini istemem normal değil miydi? Bu zamana kadar güvenini kıracak birtakım şeyler yaptığımı biliyordum ama bir şeyler yerli yerine oturmuyordu işte.
Ben uyumaya çalışırken odaya gelmişti. Ne kadar sessiz olmaya çalışsa da tekerlekli sandalyesi ses çıkarıyordu ve ses çıktıkça onun mırıldanarak ettiği küfürleri de çıt çıkmayan odada duyuyordum. Arkam ona dönük olduğu için uyuduğumu düşünmesi olağandı. Dakikalar sonra üzerini giyinip o da yatağa geldiğinde bir süre daha öyle durmuştum. Aldığım nefesleri bazen sert bazen yumuşak alarak uyumadığımı anlamasını sağlasam da bana bir adım atmamıştı.
Mesela hiçbir şey demese bile gelip sarılabilirdi veya hafifçe omzuma dokunabilir sonra yatabilirdi. Ama o hiçbir şey yapmıyordu.
Ve tıpkı başta dediğim gibi ya seve seve ya da sike sike önümü ona döndüm. Bütün dediğim laflarımı yutmamdan nefret ediyordum. Bu dünyada benim nazımı çekecek insan yoktu. Buna emindim artık. Gözlerini kapatmıştı ancak uyumadığını ellerinin kıpırdamasından anlayabiliyordum. Tribime devam etmek içimden gelmiyordu.
Eskiden olsa bu davranışını umursamaz rahat bir uykuya dalardım ama şimdi öyle değildi işte. Bir süre yüzüne baktıktan sonra ayaklarımı ayaklarına değdirdim. Hissettiği için temaslarımı fark ettiğini biliyordum. Daha sonra homurdanarak başımı omzuna koydum.
Yine sesi çıkmazken oflayınca en sonunda gözlerini açmıştı. "Ne yapacağız biz bu güven işini?" diye sordum rahatsız bir şekilde. Nedensizce ben ona güveniyordum ama onun bana güvenmemesi garip geliyordu.
Bir süre sessiz kalarak omzuna yattığım kolunu sırtımdan geçirip bir nevi yarım bir şekilde sarıldı. "Orada kızdığım şey sözlerin değildi. Birkaç saniye de olsa o lafları kadına ettiğini düşünmemdi."
"Ben arabaları çok severim. Okuduğum bölüm bile bunun üzerine biliyor musun? Küçükken ceza niyetine babam beni sanayiye vermişti, o gün bugündür hiç ayrılamadım arabalardan." Biraz beni tanıması için bildiği şeyleri ona tekrar ediyordum. Bunları yemeğe gittiğimiz gün konuşmuştuk zaten ama belki de aklından çıkmıştı.
"Çok agresif ve kavgacı bir çocuktum. Sürekli birileriyle kavga ediyordum ve bu alışkanlık olmuştu artık. Ben kavga ettikçe abim ve babam deliriyordu. Hatta babam evden çıkma yasağı bile koymuştu. Sürekli yüzüm gözüm mor geliyorum eve diye."
"Olduğumuz durum sinir bozucu. Eğer abin ve kardeşim böyle bir saçmalık yapmasalardı şu an bu konuşmayı yapmak zorunda olmazdın. Burada olmak zorunda olmazdın." dedi sessizce.