[tamamlandı]
Yarım olan bendim, huzuru veremeyeceğini düşünen oydu.
.
"Bu zamana kadar hep ayağa kalkmaya ihtiyaç duyduğumu hissederdim şimdi ise..." Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda göz göze geldik. "İhtiyacım olan senmişsin aslında."
.
Boran yılla...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ağrıyan sırtımı umursamamaya çalışarak yerimden kalktığımda sarsak adımlarla banyoya doğru ilerledim. Bir gözümü zor açıyordum fakat bir güç kalkmamı ve bu evden bir an önce uzaklaşmamı söylüyordu bana. Banyoya girdiğimde elimi yüzümü yıkamak için musluğu açmıştım. Gözlerim kapalıyken yüzüme birkaç kere su çarpıp biraz ayıldım, başımı kaldırıp aynada kendime bakınca yüzümü buruşturdum.
"Bu tip düzelmez aga," diye mırıldandım istemsizce. "Şu tipe bak, tipimi sikeyim." Dağılmış saçlarımın çirkinliği midemi bulandırıyordu. Uykumu tam alamadığım için gözlerim kan toplamıştı, çok şükür ki yüzüm gözüm şiş değildi. En azından bu konuda biraz olsun şanslıydım.
Belki de bir duş alsam daha iyi kendime gelirdim. Hızlıca altımdaki şortu çıkardığımda elim baksırıma giderken boğaz temizleme sesiyle irkildim. Gözlerim hızla kapıdaki Boran'ı buldu. Şaşırmamaya çalışarak hayırdır dercesine göz kırptım.
Gözleri sabah erekte olmuş aletime değip tekrar gözlerime çıktı. "Dişimi fırçalayacağım birazdan gir duşuna." İfadesiz suratına bakarken kaşlarımı kaldırdım. "İlk ben geldim, o yüzden beklemelisin."
"Çocuk oyunlarını kaldıracak zamanım yok, iki dakika ver bana." dediğinde ciddileşerek omuzlarımı dikleştirdim. Ona ters ters bakarken tipimin ne halde olduğunu hatırlayıp yüzümü çevirdim. Adam tabii böyle konuşurdu, sik gibi suratımı görmüştü.
"İyi geç," diyerek sadece baksırımla odadan çıktım. Kendimi tekrar koltuğa atarken yüz üstü yatmıştım. Ama bu sefer başımı da saklamıştım. Hayat bana ne tip yönünden gülmüştü ne de aile. Artık kendimden nefret etmeye başlamıştım. Aynada suratıma bakasım gelmiyordu.
Boran dişlerini fırçaladıktan sonra kalkıp duşa girmiştim. Biraz oyalanarak güzel bir duş aldıktan hemen sonra sıradan bir kombinle evden çıktım. Sabahın en erken saatinde evden çıktığımda nereye gideceğimi ilk başta bilemesem de abimin yanına, yani hastaneye sürmeye başladım arabayı. Onun yanına gider biraz uyurdum.
Hastane otoparkına geçtiğimde uygun bir yere park edip arabadan inmiştim. Bir pastaneden poğaça falan alsam güzel olurdu ama unutmuştum, çok takmadan hastanenin içine girip abimin odasına çıktığımda tek başına yattığını gördüm. Yanında hiçkimse yoktu. Ben orada nasıl yalnızsam abim de burada öyle yalnızdı.
Sessizce yanına adımlayıp ayakkabılarımı çıkardım. Serumunun bittiğini fark ettiğimde yavaşça kolundan çıkarıp yanındaki boşluğa kıvrıldım. Hareketlilikle gözlerini aralamıştı ancak beni görünce yana kaymış, yer açmıştı. Sırtım bir haftadır yumuşak bir yerde yatmanın rahatlığıyla gevşerken inlememek için kendimi zor tutmuştum. Hiçbir şey demeden başımı boyun girintisine sokup gözlerimi yumdum.
Abi dedim içimden, yalnızlığımı bastıran tek insansın. Sana sarıldığımda her şey rayındaymış gibi, çocukken attığım kahkahaların sebebiyken her şey daha güzelmiş gibi hissettirmekten alıkoyamadığımsın.