Arabadan indiğimde bir süre karşımdaki müstakil eve baktım. Abim bugün akşam yemeğine çağırmıştı. Elimde yengemin en sevdiği tatlı şekerpare varken kapıyı yavaşça kapatıp eve doğru ilerlemeye başladım. Duruşumu dikleştirdikten sonra zile bir süre basıp geri çekildim.
Aslında Boran'ın da gelmesini istemiştim ama gelmeyeceğini net bir şekilde söyleyince ısrar bile edememiştim.
Kapı açıldığında yüzünde kocaman gülümsemeyle Elif yengemi gördüm. Hemen gelip boynuma sarılınca gülerek karşılık verdim bende. Sahiden özlemiştim. Onun da yaşadıkları zordu bu yüzden beni niye ihmal ettiniz diye çocuk gibi triplere girmeyecektim.
"Gel Kaan, abin oturma odasında uyuyor. Bir tekmele de kalksın." Kıkır kıkır gülerken bu evde gerçekten mutlu olduğunu anlamıştım. Taşınmak iyi gelmişti. "Kaynanadan kurtuldun valla, acaba ben de mi Boran'ı dürtüklesem." Sırıtarak söylediklerimle kocaman gülümsemesi tebessüme döndü.
Birlikte içeri geçerken "Abim nasıl, o iyi mi?" diye sordu. Sırtını sıvazlayıp sorun yok dercesine gülümsedim. Kendini spor odasında harcaması dışında gayet iyiydi. "İyi, işi vardı onun o yüzden gelemedi."
Yalan olduğunu bildiği halde bir şey demeden başını salladı. "Sen Karan'ı uyandır, ben şu yemeğe bakayım." diyerek mutfağa doğru ilerleyince ben de koltukta cenin pozisyonunda uyuyan abime doğru ilerledim. Eski günlerdeki gibi üstüne atlayıp bağıra bağıra uyandırmak istesem de artık büyümüştük. Aramızdaki yaş farkı bile görünmez olmuştu.
"Pişt," diyerek kolunu dürtüklesem de mızmızlanmaktan başka bir şey yapmamıştı. Gözlerimi devirip kirpiğini çekince katlanan göz kapağı yüzünden direkt uykusundan sıyrıldı. "Ulan!"
"Kırk yılın başı evine geldim onda da fosur fosur uyuyorsun abi!" O hızla yerinden kalkıp gözünü ovuşturmaya başladığında bana kötü kötü baktı. "Eşek yeni taşındık zaten, ayrıca bu ev senin de evin."
Kalkıp bana sıkıca sarılınca gülümseyerek karşılık verdim. Bugün iyi ki gelmiştim buraya. "Az bekle yüzümü yıkayıp geleyim," dedi mahmur sesiyle. Başımı onayladıktan sonra odadan çıkıp gitmişti. Ben de burada durmadan mutfağa doğru ilerledim. Yengem yemekleri çoktan halletmişti. Sadece masayı hazırlamak kalıyordu geriye. Onu da zorla elime tabak çatal tutuşturup salona yollayarak bana yaptırmıştı.
Masaya oturduğumuzda abim sürekli soru sorup bir türlü yemek yedirmemişti. "Ya abi çocuğun ağzını aradım ama anlatmadı. Bir ara kavgadayken o abin anlatmadı mı sana dedi alayla, o kadar."
Kaşları çatık bir şekilde suratıma baktı. "Erdal'ın bir işi olmasın. Ben Fuat diye birini tanımıyorum. Yaşar'ın falan da işi olmaz. Diğerini biliyorsun zaten." Evet en yakın seçenek Erdal gibi geliyordu. "Hadi aşk meşk işi desem, Erdal abim kadınlardan hoşlanıyor." dedim düşünceyle.
not: Yaşar, Kaan'ın en büyük abisi. Fuat da Kaan'a fakültede sataşan biri. kavgaları olmuştu.
Abim yandan yandan güldü. "Sen öyle san."
"Ne," dedim yerimde doğrularak. "Ciddi misin? Neden sürekli kızlarla takılıyor o zaman?" Yine de bu işin aşk meselesi olduğunu düşünmüyordum. "Annem hepimizin çocuğu olsun istediği için erkeklerle ilişkilerimize ne kadar karıştığını sen biliyorsun," diye homurdandı. Evet biliyordum ama bana o kadar da karışmazdı. Eski ilişkimi öğrendiği zaman pek bir şey dememişti.
"Erdal abim annemi ne zaman dinlemiş," diyerek güldüm. Aramızda en başına buyruk benden sonra Erdal abim gelirdi. "Evet yarışırsınız."
"Şimdi ne diyorsun sen? Erdal'ın Fuat ile bir ilişkisi mi var?" Elif yengenin sorusuyla ben de merakla abime baktım. "Ben kardeşlerimin ciğerini bilirim. Erdal'ın bir aşk sıkıntısı var ama Fuat ile mi bilmem. Hem nerede karşılaşacak onlar?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
efgan | bxb
Teen Fiction[tamamlandı] Yarım olan bendim, huzuru veremeyeceğini düşünen oydu. . "Bu zamana kadar hep ayağa kalkmaya ihtiyaç duyduğumu hissederdim şimdi ise..." Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda göz göze geldik. "İhtiyacım olan senmişsin aslında." . Boran yılla...