Uykusuzluktan yanan gözlerimi bir elimle ovalayarak Umut'a içimden bir küfür savurdum. "Ya abi yüz verme şu piçe. Seninle konuşmasına izin verme. Senin de ebene kayarım şimdi."
"İyi peki, annemin selamı var bu arada." dedi telefondan bile hissedebildiğim mutluluğuyla. İster istemez ben de gülümsedim. Hava kararmak üzere olduğundan konağa doğru ilerliyordum ki neredeyse gelmiştim bile. "Sen de selam söyle. Bir şeye ihtiyaç olursa ara. En kısa zamanda gelirim ziyaretine."
Bir süre böyle boş boş konuştuğumuzda eve girecekken telefonu kapatmıştım. Sakinlik, sessizlik, kocaman yatak, uyku canlanıyordu gözümün önünde. Bir an önce yatağıma kavuşacağımın hayaliyle yanıp tutuşurken kapıdan girdiğim gibi kulaklarıma bir ağlama sesi doldu.
Ayşe Betül yenge Meryem'in derdini anlamak ister gibi sırtını sıvazlıyor arada bir şeyler söylüyordu ona, Okan da iki elini beline koymuş dik dik ikisine bakıyordu. Ne olduğunu o da anlamamış gibiydi. Boran kenarda öylece Meryem'in ağlayışını izlerken ilerideki çardakta oturan Feyza çekirdek yiyerek buraya bakıyordu.
Meryem kolundan düşmek üzere olan çantayı omzunu hareket ettirerek yere düşürdü. Sinir bozucu bir şekilde dudaklarını büzüp ağlamaya devam edecekken kapıdan giren beni görünce duraksamış ona doğru bir adım atınca da bana doğru koşmaya başlamıştı.
Bütün bakışlar ikimizi bulduğunda kısa süreliğine Boran ile göz göze gelmiş sonrasında bana doğru koşan kız için yere hafifçe eğilmiştim, onu kucağıma alıp doğrulunca kollarını bana sararak ağlamasına devam etti. Bu geçen günlerde akşamları yataktan kaçtığından sık sık görüşüyorduk. Kanka gibi olmuştuk veletle. "Bana bak sakın sümüklerini gömleğime sürme, babana yenisini aldırtırım ha?!"
Meryem kafasını boynumdan kaldırıp alık alık suratıma baksa da benim gözlerim sümüğündeydi, ne kadar burnunu çekerse çeksin gözlerimin önündeydi ve o orada biraz daha durursa bayılabilirdim. "Babamın parası çok, alır sana." dedi ve tekrar başını omzuma koydu.
Okan'a bir bakış attığımda hem şaşkınlıkla hem de kesilecek boğa gibi kasıldığını gördüm. Bir kahkaha patlatacak gibi olsam da kız ağlıyordu omzumda. "Babanın bundan haberi var mı?!" diye gür sesiyle Meryem'e seslendiğinde Meryem ona kirpiklerinin altından masum masum bakarak karşılık vermişti.
Kucaüımdaki kızı dürterek baiımı salladım. "Evet Meryem, babanın bundan haberi var mı?"
O masum bakışları bana yönlendirince gözlerimi devirdim. "Oluyor mu?" diye fısıldıyordu bir de kulağıma doğru. "Cimcime ben o taktikleri babanda kullan diye öğretmedim sana." dedim yanağını tutup sündürürken. Yanağını nereye çeksem kafası da oraya geliyordu. Sümüğü olmasa tatlı kızdı aslında. Olan iki saçını tepeden bağlamış, palmiye ağacı gibi yapmıştı. Dudaklarını büzüp suratıma baktığında yavru kedilere benziyordu aynı.
Meryem elimden kurtulup kucağımda tepinerek biraz daha üste çıkardı bedenini. "Başkasını seviyormuş Kaan abi, bana benimle konuşma dedi," diye fısıldayarak tekrar ağlamaya başlayan kıza şaşkınlıkla baktım. Ben dahil herkes şaşkındı zaten.
Gittiği kreşte bir çocukla oyunlar oynadığını anlatmıştı sadece bana. Ona karşı bir şeyler hissediyorum gibi zırvalıklara girse de daha bebe olduğu için çok takmamıştım. Erkek milleti üzer diyerek çok yaklaşmamasını söylemiştim hatta.
"Ben sana demiştim," diyerek küçük omzuna attım elimi. "Ağla ağla dök içini."
"Gel kızım babaya, benim gömleğime sil ne sileceksen."
Sanırım gülecektim.. Yüz ifadesinden oluk oluk kıskançlık ve nefret akıyordu. Bu yüze çok fazla dayanabileceğimi sanmasam da arada gözüm Boran'ın hafif gülen yüzüne kayıyordu. Okan yanımıza doğru adımlayıp Meryem'i benden almaya kalkınca onun ellerinden kaçarken dayanamayıp kahkaha attım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
efgan | bxb
Fiksi Remaja[tamamlandı] Yarım olan bendim, huzuru veremeyeceğini düşünen oydu. . "Bu zamana kadar hep ayağa kalkmaya ihtiyaç duyduğumu hissederdim şimdi ise..." Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda göz göze geldik. "İhtiyacım olan senmişsin aslında." . Boran yılla...