Boran şirket masasında oturmuş çizimini yaparken uzun süre kolunun üzerine dayanmasından dolayı omzu ağrımaya başlamıştı. Elindeki işi masaya bırakıp arkasına yaslandığında kapısı çalındı. Gel demesine fırsat olmadan kapı açılıp içeri kardeşi Elif girince kaşları olabildiğince çatılmış, oturduğu yerde gerilmişti.
Elif küçük adımlarla arkasından kapıyı kapatarak abisine yaklaşırken Boran sanki o odada yokmuş gibi bir sigara yakmış masasından ayrılarak koca camekanın önüne geçmişti. Bütün şehir önünde diz çökerken o dalgın dalgın önüne bakıyordu.
"Abi, lütfen konuşalım." Elif'in ağlamaklı gelen sesi boş odada kulakları tırmaladı. Karşılaştığı cevap ise koca bir sessizlikti.
Elif abisinin yanına gidip hemen kenarında diz çöktüğünde Boran'ın kucağının üzerinde duran eli elleri arasına almıştı. "Evleneli iki gün oldu abi. Bir gün rahat yatamadım o yatakta. Bu içimdeki ateş yalnız sen bana bakarsan geçer." Geçmezdi, daha da harlanırdı ama Elif bunu bilmiyordu. Boran'ın aksine.
Boran bir eliyle sigarasını içerken yanında diz çökmüş, şiddetle ağlayan, hatta elini tutan kızı görmüyordu bile. Yokmuş gibi davranıyordu. Ne elinin üzerinde bir el varmış gibiydi, ne de kulaklarına dolan bir ses.
"Bakmayacak mısın yüzüme? Benim abi, kardeşin. Sildin mi gerçekten beni?" Yine ortamı sessizlik kapladığında Elif her geçen saniye daha da umudunu kaybediyordu. Abisi sevdiği bir insanı sildiğinde bu tepkileri verirdi ancak. Onu komple hayatından çıkarır, yüzüne bile bakmazdı.
"Hani beni güzelim diye severdin. Küçükken.. sabahları yanına geldiğimde saçlarımı örerdin... Babamın sevmediği kadar severdin beni abi." Daha söylemediği, söyleyemediği birçok şey vardı. Boran gözünden sakınırdı Elif'i, bir istediğini iki etmezdi. Elif'in anne ve babadan yana pek yüzü gülmese de kardeşlerinden yana hiçbir sıkıntısı olmamıştı. Okan abisi de aynı şekilde üzerine titrerdi ama Boran daha çok korurdu, Okan'ın kıskanç yapısı yüzünden sürekli kavga ederlerken Boran ayırırdı onları. Elif şimdiden abilerini özlemişti.
Şimdi ise başını Boran'ın dizlerine koymuş kendinden geçercesine ağlıyordu. Boran ona hem abi hem baba olmuştu.
Ama affedemiyordu Boran. Kendi canını geçmişti, bir adamı canı pahasına sevecek kadar delirdiğinden de affedemiyordu. Sevgi bu muydu diye soruyordu kendine. Bu Boran için sadece delilikti. Kız kardeşi sadece kendi hayatını değil daha üniversite öğrencisi olan bir çocuğun da hayatını mahvetmişti. Berdel ancak ölümle bozulurdu. Gencecik bir çocuğu sakat birine eş yapmışlardı. Hayallerini yıkmışlardı. Bunun ağırlığını kaldıramıyordu.
Boran'ın da hayalleri vardı. Kaan'ın yaşındayken başına yıkılan hayaller. Şimdi ise aynı şeyi başkasına yaşatmıştı. Başkasının hayallerini yıkmıştı.
"Kalk," dedi Boran ifadesiz sesiyle. Elif duyduğu sesle irkilerek başını kaldırdığında şaşkınlıkla abisine baktı. "Bu yola girerken her şeyi göze almış olman lazımdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
efgan | bxb
Teen Fiction[tamamlandı] Yarım olan bendim, huzuru veremeyeceğini düşünen oydu. . "Bu zamana kadar hep ayağa kalkmaya ihtiyaç duyduğumu hissederdim şimdi ise..." Şaşkınlıkla başımı kaldırdığımda göz göze geldik. "İhtiyacım olan senmişsin aslında." . Boran yılla...