Bölüm 55 - Yasın Beş Evresi

337 43 71
                                    

 Merhabalar canlarım güçlü kadınlar ve her zaman onlara destek olan adamlar... Bir bölümle geldim ki size umuyorum çok dumur olup kızmazsınız bana... Git gellerle dolu bir şekilde Didem'in kim olduğunu netleştirdim, iç çeke çeke de bölüm yazdım... Umduğunuzu bulduğunuz, bulduğunuza hayran olduğunuz, hayran olduğunuza da keşke istemeseydim demediğiniz zamanlardan ve bölümlerden geçersiniz umarım. Benim için ne denli değerli olduğunuzu anlatmaya gerek bile görmüyorum, çünkü görüyorsunuzdur. Görmeyen de istemiyordur eminim ki. O yüzden sıkı sıkı kucaklaşmalar sağlayıp, bir arada ne kadar güçlü olduğumuzu anımsayıp bölüme doğru yol alalım. 

(Ah be! Dağhan kuşum, ne çektin sen!)

Söylemediğim zaman tamamen unutulduğunu görerek, ki etkileşimi de hesaba katarsak zaman harcıyorum, bir beğeni, iyi veya kötü(yapıcı eleştirisel) şekilde yorumunuzu eksik bırakmayın...
Unutmadan daha hızlı haberdar olabilmek, hikayeler hakkında story, reels ve iletişime geçebilmek adına,

Instagram: BiCeruVar

------------------------------------------------

'Buyurun.'

'Ben-'

'Siz, Dağhan bey değil misiniz?' kadının sorusuyla kaşları tekrar çatıldığında başını usulca salladı. Kendi zerre tanımıyordu karşısındaki saçları beyazlamış ama dinç olan kadını.

'Evet, siz?' şüpheli bakışları daha da dikkat kesilse bile yine koca bir boşluk haliyle doluydu içi. Karşısındaki kadınla daha önce karşılaşmadığına emindi. Siması bile tanıdık gelmezdi ki Dağhan net bir şekilde gördüğü yüzleri hatırlamak konusunda statü sahibi bir adam sayılabilirdi. Fakat bu kadar karmaşanın içinde bir de bunu tahlil etmek istemiyordu. Hem belki de bir ihtimal bile olsa haberler veya magazin yüzünden tanıdık gelebileceğini düşünerek umursamamaya çalıştı.

'Ben Melek'in annesiyim, bir şey mi oldu ona?' kadının panikleyen haliyle kaşları derinlemesine çatıldı önce, istemsizce başını hızla sağa sola salladı. Melek kimdi? Ne alakası vardı o kadar anımsamıyordu ki... Bakışlarını dumur olmuşçasına yeniden bahçeye çevirdiğinde zihninde çakmaya başlayan şimşeklerle kendine gelmeye çabaladı. Şimdi anlıyordu o adamın neden tanıdık geldiğini ama bir o kadar da hatırlayamayışının nedenini. Fakat işler iyice sarpa sarmaya başlamıştı. Melek birkaç yıldır ailesinin evinde çalışıyordu, daha öncesinde annesi falan da çalışmamıştı evlerinde ancak babası ne alakaydı bu durumda veya Fuat beyi neden aramıştı bir anlam bulamadı. Bütün olayların ardından bir ihtimal Melek kız kardeşi çıkarsa eğer kafayı yerdi Dağhan. Burnunun dibindekini göremediği için...

'Gayet iyi kendisi, ben sadece Melek'in babasıyla görüşmek istemiştim.' Biraz daha kopya almak adına sohbeti uzatmaya karar verdiğinde karşısındaki kadın baş örtüsünü düzeltse de garipser bakışlarını üzerinden koparamadı.

'Babası mı?' derken sesindeki şaşkınlık Dağhan'ı daha çok köşeye sıkıştırmış hissediyordu. Pekala babası değilse kimdi bu adam?

'Evet.' Kadının allak bullak olan suratına bakılırsa çok doğru bir seçenekte değildi bu isteği.

'Melek'in babası vefat edeli on yıl oldu Dağhan bey. Bir problem mi var?' kadının verdiği karşılıkla kaşları havalandığında yürüttüğü basit fikirde toz bulutu misali dağılmıştı. Adamın fotoğrafını da gösteremezdi ki şimdi.

'Ben affedersiniz, başınız sağ olsun. Birisi almıştı kendisini, bende babası zannettim.' Birkaç ay önce arabasına binerken gözüne çarpan detaya belki de tam da şu dakika minnet duymalıydı. Gittikçe yaklaştığı düşüncesi içini rahatlatsa bile belki de daha çok dibe gömülmekti bunun anlamı.

BUTİMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin