Bölüm 74 - Erkek Kardeş Terörü

294 34 3
                                    


Selamlar... Bugün biraz Elfe'yle geldim ben. Neşeli mi neşeli, hayat dolu, cıvıl cıvıl bir kadınla. Fırtınalı günlerde dahi yelkenlerini açıp korkmadan okyanusa çıkan bir kadınla. Aslında hepimize benzeyen fakat içimizde sakladığımız o ruhla. Sessiz sakin orada var olduğunu bildiğimiz bir dostla, hayatındaki ayrıntıları dakikalarca anlatacak potansiyele sahip sevgiliyle, korksa da adım atmaktan kaçmayan bir iş kadınıyla, kaos anında yeğen kurtaran bir teyzeyle, kendini çok seven bir kadınla yani...

Bu hikayeye başlarken benimleydi Elfe. En başında, kusursuz bir şekilde zihnimde kayıtlıydı. Duruşu, bakışı, mimiği ne kadar size geçti bilmem ama ben yazarken baş ucumda tüm jest ve mimikleriyle vardı ve bana gülümsemekten asla kaçınmıyordu. Bana da çok iyi bir dost oldu aynı zamanda. Çünkü Elfe ağlarken tek kelime etmeden gözyaşlarını silebilecek fakat bazen de insanın kendisinin silmeyi istediğini düşünebilecek bir karakterdi. Pera'yla olan çocukluğunu adeta benimle yaşadı. O kadar gerçekti ki Deva kendi çocuğum olsa Elfe'ye emanet ederdim.

Çocukluğuyla, ergenliğiyle, annesiz büyüyen kadın haliyle çok sevdim ben Elfe'yi. Tıpkı Almancada isminin karşılığı olan peri gibi bir kadın oldu bana göre. Kaldı ki bu hikayedeki en cuk oturan Butimar'lardan biriydi. Kanatları ve korkularıyla. 

O yüzden iyi ki muzur muzur köşede oturup bana göz kırptın Elfe. İyi ki çığlıklar atarak şarkılar söyleyecek o kadın olarak çıktın karşıma. Dilediği yerde insanlara, hayvanlara ve tüm canlılara saygı duyacak şekilde istediğin gibi yaşayabildin. Fakat en çok, iyi ki kendi değerini bilip kendini suçlu yerine koymayan bir kadın oldun. Sana en büyük teşekkürüm kendine saygı duyduğun için. Sevginden de, aşkından da pişman olmadan, özgüveninle aldatılmanın suçlusunu kendin olarak görmeden, yaşadıklarının seni sindirmesine izin vermeden başka bir bakış açısı görmemi sağladın. Sen iyi ki ama iyi varsın sol tarafımda yaşayan o neşeli kadın. 

Kendine dair sahiplenmeyi sevdiğin neşen çoğu kadına umut olsun Elfe...

Sizleri bölüm duyuruları ve paylaşımımızın daha da çoğalması adına instagrama beklediğim gerçeğini atlamayalım lütfen...

Instagram: BiCeruVar

---------------------------------------------

'Gözlerindeki benim görebildiğim yıldızlar kadar uzun olsun ömrün iki cihandaki cennetim.' bakışları şaşkınlıkla omuzunun üzerindeki dudaklarıyla fısıldayan adamı bulduğunda yandan gülümseyerek o da kendisine bakmıştı. Kendisinin bile unuttuğu, aklından çıkan, takip dahi etmediği detay. Bugün, bu saatlerde geçmiş bir tarihte dünyaya kavuşan bedeni, yine bugün, bu saatlerde sevdiği adamın kollarındaydı. Parmaklarına kenetlenen parmaklarıyla gözleri dolsa bile bir kez daha teşekkür etti ruhunu üfleyene. İnsan, kendisinden çok kendisini düşünen birine denk gelince teşekkür edip minnettar olmak dışında bir şey yapamıyordu işte.

Elini sımsıkı kavrayan parmaklarla masaya daha çok yaklaştığında bakışları bir bir çevredeki insanlarda gezindi. Tüm gün kendini parçalayan Nida, kendisine daima kız kardeş olmuş Elfe, herkese hırçın kendisine sakin olan Irmak, tanıştığında başka biri şimdi başka biri olan Devrim, tüm sıkıntılarına rağmen sevdiği adam yanında değilken destek olmaya çabalayan Pamir, ortalık karışıkken bile kimseye fark ettirmeden kızının kafasını dağıtmasını sağlayan Turan, küçük bir erkek kardeşi olmasa da var hissettiren Deha, hala kolu belinde olan gözlerinin içine delicesine tutkuyla bakan yanındaki yüreğinin sahibi...

Bakışları bir pastanın üzerindeki mumlarda bir de tekrar masanın çevresinde tebessüm eden insanlarda gezindiğinde Elfe koşarcasına masayı dolaşıp başının üzerine tacı yerleştirerek göz kırpmıştı. Zamanlar ve sırları koca bir çıkmaz olabilirdi. Pera başının üzerine bırakılan o tacı kızını kaybettiğini düşündükten sonraki ilk doğum gününde Elfe'nin kendisini neşelendirmeye çalışmasında takmıştı. Şimdi o zaman içindeki gizli kalan sır dibindeydi, çok yakınında hatta her gün sarılacağı kadar burnunun ucundaydı. Kendi kendilerine verdikleri bir söz de vardı. Eğer ki bir gün tekrar anne olursa o zaman bu başının üzerindeki tacı tekrar takacaktı. Koca koca tarihler sonrasına gittiğinde hıçkırarak ağlayıp pasta üflediği o günden sonra şimdi de hıçkırarak ağlamak istiyordu. Bu kez sadece mutlu olduğu için. Gözyaşları yüzünden bulanıklaşan görüşüyle sıkıca kapattı göz kapaklarını ve hala tuttuğu eli iki eli arasında sıkıştırarak derin bir nefes aldı ve içinden duyabilecek tek yere karşı konuştu.

BUTİMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin