Bölüm 21 - Benden Her Fırsatta Kaçıyorsun

439 50 71
                                    

Merhabalar pandispanyalarım... Yeni bir bölümle, yine bir gece vakti çıktım geldim. Saatler kaçı gösterirse göstersin ben geceyi daima seven biri olarak kalacağım sanırım... Çok uzatmadan sizleri yeni bölümle baş başa bırakıyorum...
Bu arada söylemediğim zaman tamamen unutulduğunu görerek, ki etkileşimi de hesaba katarsak zaman harcıyorum, bir beğeni, iyi veya kötü(yapıcı eleştirisel) şekilde yorumunuzu eksik bırakmayın...
Unutmadan daha hızlı haberdar olabilmek ve iletişime geçebilmek adına,
instagram: BiCeruVar

 Unutmadan daha hızlı haberdar olabilmek ve iletişime geçebilmek adına, instagram: BiCeruVar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Canını verir, sana o daireyi vermez Sophia.' Nida sırıtarak konuştuğunda ise Deha bu kez bakışlarını abisine yöneltti.

'Ama biricik abime kapısı her zaman açıktır.'

'Sophia?' Deha'nın cümlesiyle Pera soran gözlerini omuzuna yaslandığı adama çevirdiğinde Dağhan başını sağa sola salladı anında.

'Eski ev sahibim.'

'Onu anladım da, sana kapısı her zaman açıkmış ya?' fısıldar gibi konuşsa da Dağhan'ın keyfi yerine gelmeye başlamıştı bile. Kadının başının üzerine dudaklarını bastırdığında kardeşine de göz kırpmayı ihmal etmedi. İki kardeş arasındaki en önemli husustu bu. Yeri ve zamanı olmayan konularda kaş göz hareketleriyle birbirlerini anlamaya o kadar alışmışlardı ki, şu an sadece bakışlarıyla bile Deha ne dediğini fark ederek gıcık edecek seviyedeki gülüşünü ortaya çıkarıvermişti.

'Hem abim geldiğini söylese evi dahi üzerine yapar. Gerçi onun zencefilli kurabiyeleri... Ah... En sevdiklerim.' Adamın kışkırtmak istercesine konuşmasıyla Pera anında başını düzelterek tek kaşını kaldırıp tekrar Dağhan'a baktı. Hayatı boyunca tepki vermediği detaylar neden bu adam yüzünden damarına basılmış gibi hissetmesine neden oluyordu ki?

'Zencefilli kurabiye çok zor bir şey değil.' Arada da Deha'ya laf yetiştirmesi eksik olmadığında adamdan gelen karşılıkla kaşları iyice çatıldı.

'Sophia gibi kimse zencefilli kurabiye yapamaz. Hem abim en çok zencefil tarçın olanları sever.'

'Bunu söylemeni hala benim kurabiyelerimden tatmamış olmana bağlıyorum Deha'cım.' İçten içe kuduruyordu şu an Pera. Kendine güvenirdi, kıskanmak pek huyu olan bir şey sayılmazdı ama söz konusu sevdiklerini paylaşmaksa katiyen karşı çıkardı bu duruma. Özellikle New York'da yaşayan, adı Sophia olan bir kadınsa asla paylaşamazdı.

Kaldı ki Deha kurabiyelerini anlattıkça Pera'nın gözlerine bir perde iniyor ve o perdede de sarışın, uzun bacaklı, mini etekli, uzun topuklularıyla önlük takmış, salına salına elindeki kurabiyeleri yaklaştıran güzel bir kadın beliriyordu. Bu konuda kendini gizleyemezdi. Kesinlikle dört yıl geçirdiği o şehirde, ev sahibi olan genç bir kadınla sevgili olmadan zaman geçirmiş olamazdı Dağhan. Nida bir de bu adam için hiç sevgilisiyle tanışmadım demişti değil mi? O zaman bu Sophia'da neyin nesiydi.

BUTİMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin