Bölüm 39 - Ben Onun Tek Arkadaşı Olmak İstemiyorum

414 45 124
                                    

Sonra durdum düşündüm ve dedim ki 'Neden bayram şekeri gibi bir bölüm göndermeyeyim ki?' arada sırada kaçamaklar yapmak lazım sonuçta. Bu bazen tatlı, bazen tuzlu, bazen de satır araları olabilir. Okurken zehirlenene şahit olmadığımıza göre hepinizin bayramı kutlu olsun! Bu da benden sizlere bayram hediyesi olsun. 

Söylemediğim zaman tamamen unutulduğunu görerek, ki etkileşimi de hesaba katarsak zaman harcıyorum, bir beğeni, iyi veya kötü(yapıcı eleştirisel) şekilde yorumunuzu eksik bırakmayın...
Unutmadan daha hızlı haberdar olabilmek, hikayeler hakkında story, reels ve iletişime geçebilmek adına,

Instagram: BiCeruVar

---------------------------------------

'Dağhan kalpten gideceğim. Bırakıp kaçalım mı?' panikle elini tuttuğu adama baktığında Dağhan sakince etrafta gözlerini gezdirip kendisine döndü. Acil çıkış kapısı Pera için en çok şimdi gerekliydi fakat dünyadan kaçabileceği bir kapı olmalıydı o. Yoksa mümkün değildi kaçıp kurtulması.

'Havaalanını mı bırakıp kaçacağız? Şayet bahsettiğin annen ve babansa sadece eve kadar uzaklaşabiliriz.' Adam usulca omuz silktiğinde Pera sıkkınca omuzlarını düşürerek savurdu nefesini.

'Afrika'ya kaçayım. Deva'yı da alıp toz olayım.' Büyümüş gözleri ve paniğin esir aldığı sesiyle konuştuğunda Dağhan yüzünü buruştursa da bir anda o anlamaz ifadesinin yerini tebessüm aldı.

'Güzelim, üzgünüm ama öyle bir seçeneğimiz olamaz çünkü şu an tebessüm ederek bize yaklaşıyorlar.' Kendini fark ettirmek istercesine el sallayan annesi, ne kadar memnun olmasa da tebessüm etmeye çalışan babası yaklaştıkça içine yine o taş gelip oturmuştu. Çığlık atarak koşmaya başlamayı dahi aklından geçirmişti ama belli ki bunu sadece kendisi değil Dağhan'da düşünmüştü. Sırtından montunu sıkı sıkı kavramış parmaklar yeterince düşündüğünü açıklıyordu en azından.

'Babanı bensiz geldiğinde şoka uğrattın, umarım adama evleniyorum demezsin...' annesinin sarılırken fısıldamasıyla gergin olan yüz hatları çoktan bin bir beter hal almaya başlamıştı bile. Eğer ki şimdi, tam da şu an hastaneye gidip kalp grafiği çektirse emindi ki öldüğünü falan dile getirirlerdi. Ki sağ tarafında kalbinin attığına dair bir hissiyat barındırmıyordu bedeni.

'Evleniyorum demeyeceğime emin olabilirsin.' Kendisi de fısıldadığında dudaklarının arasından yarım yamalak mırıldanmayı da eksik etmedi, 'Tabi daha kötüsü olduğu konusunda anlaşabilirsek.' Şimdilik olay döngüsünde evlilik en son tırsacağı konuydu doğrusu. Daha öncesinde kendine dert edinmesi gereken koca bir kız çocuğu varken, hali hazırda babası ve annesi bunu öğrenecekken Deva durumun içerisine dahil olduğunda evlenmesine kafayı bile takmayacaklarından emindi.

Yolculuk nasıl geçti muhabbetleri arasında Dağhan son kırk dakikadır belki de asla ama asla aklına gelmeyecek soruları yönlendirmişti. Artık Pera'nın kendine gelip bir şeyler açıklaması şarttı yoksa muhabbet futboldan saparak derin devlet konularına kadar uzanabilirdi. Hali hazırda iki bedenin de dikkat dağınıklığından faydalanarak koltuğun ucundaki kadına kaş göz işareti yapmaya başladığında Pera'nın sertçe yutkunması bir oldu. Araladığı dudakları kelimeleri toparlamak istese de net bir açıklama bulamadığından olsa gerek tekrar kapanmış ve yeniden açılmıştı ki zilin sesiyle kalktı olduğu yerden. İç savaş böyle de çıkabilirdi herhalde.

'Birini mi bekliyordun kızım?'

'Ecelimi annecim ecelimi...' duymayacakları şekilde mırıldandığında kadının çatılan kaşlarıyla beraber Dağhan ortada donmuş bedeninin tepki vermeyeceğini anlayarak kapıya yöneldi. Geldiklerinden beri Derya hanım odaya gitmesin diye üç defa ikisi beraber ayağa kalkarak durdurmuşlardı kadını sonuçta. Araladığı kapıyla beraber gözleri önce Elfe'yle çakıştığında onun sıkkın şekilde gülümsemesinden Deva'ya çevirdi elalarını.

BUTİMARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin