Bölüm 25

100 11 27
                                    

"öyle hisli öyle saf bir kalbe sahipsin ki, kendime sormadan edemiyorum;

  böyle bir kalbe aşık olabilecek kadar temiz miyim?"

  böyle bir kalbe aşık olabilecek kadar temiz miyim?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı zamanlar vardır. Sizi içine hapseder. O anı, zamanı yaşamak istemezsiniz, ağır gelir ama başka çareniz de yoktur. Bazı zamanlar insan tam olarak ne hissettiğini,  ne istediğini bilmiyor. Karanlık bir ruh haline giriyorsunuz ve bu karanlık mantığınızı ve bazen de kalbinizin sesini susturuyordu . Şu an öyle bir anın içindeydim. 

Hızla hareket eden araçta rahatsızca kıpırdandım.  Viyana' dan bir buçuk saat önce dönmüştük . Umut ailesine bizi hava alanından almasını istememiş taksiyle döneceğimizi söyleyerek kestirip atmıştı. Oteldeki yakınlaşmamızdan sonra Umut'u üzerine bir durgunluk çökmüştü. Yine gülüyor ,konuşuyordu ama ben başımı çevirdiğim an kendi dünyasında kayboluyordu.  O gün onu durdurmak ve pişman olacağımı söylemem onu ne denli kırmıştı kestiremiyordum ama oldukça içerlediğini görebiliyordum.  Ama  anlamadığı şey eğer durmasaydık bu adımın bizi geri dönülmesi mümkün olmayan bir yola götüreceğiydi.  İlişkimiz henüz bu kadar yeniyken ve aramızda açıkça konuşulmamış şeyler varken bu kadar özel bir şey yaşamak bana doğru gelmiyordu. Zamanı değildi. Bunu ona uygun bir şekilde anlatmak istiyordum ama her defasında konuyu değiştiriyor ve ban fırsat vermiyordu.

Göz ucuyla ona baktığımda başını cama yaslamış , pencereye vuran seyrek yağmur damlalarını izlediğini  gördüm. Yüzü oldukça yorgun ve solgun gözüküyordu. İçim acıdı. Onu bu şekilde görmek, üzgün olduğunu ve dahası bunun sebebinin ben olduğumu bilmek canımı yakıyordu.
Taksi şoförü tıkanan trafiğe sessizce küfr ederken ben yavaşça Umut'un yanına yaklaşıp omzuna başımı yasladım. Kendi düşünceleriyle o kadar meşguldü ki  bir an irkilip şaşkınlıkla bana döndü.  Kolunu kaldırıp hemen sıkıca sardı beni.
Huzur onun kollarındaydı benim için.
Gülümseyerek baktı bana. Gözlerinden uyku akıyordu.  Yorgundu. Tıpkı benim gibi. Başımı kaldırıp dudaklarımı önce dudaklarına baktırdım hafifçe.  Sonra yorgun gözlerine birer öpücük kondurdum.  Gülümsemesi genislerken göz ucuyla şoföre baktı. Adamın  trafiğe sövmekle meşgul olduğunu görünce , dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurdu.

Yetmemişti bu. Daha fazlasını istiyordum. Utanmak aklıma gelmiyordu o an. O da bunu anlamış olacak ki, dudaklarımın kenarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup kulağıma " Başbaşa kaldığımız anda
uzunca seveceğim seni. Ama şimdilik bununla idare et sevgilim. " diye fısıldadı. Kalbimin ritmi hızlanırken
gözlerimi kaçırdım hemen. O an Umut'un kısık kahkahası doldu kulağıma. Başımı göğsüne gömüp, kollarimla beline sarıldım. Ve sessizce yolculuğun bitmesini bekledim.

Hisset Yeter ♧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin