"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir"
Viyana. Tarihin, sanatın, ve kültürün başkenti. Mozart'ın yurdu ve barok tarzı tarihi binalarla , modern tasarımın buluşmasıyla oluşan muazzam post-modern şehir. Ve işte burdayız. Aşık olduğum adamla birlikte , bu tarih kokan sokakları el-ele arşınlamak için Viyanadayız.
Yaz tatilinin gelmesiyle birlikte Umut'a verdiğim sözü tutmaya karar verdim. Elbette işin en zor kısmı dayımı ikna etmekti. Kendisi ilk başta asla böyle bir şeye izin vermeyeceğini, bu hayali tümüyle rafa kaldırmamı istemişti. Neyseki uzun sohbetlerin ve duygu sömürünün sonucunda kendisini ikna edebilmiştim. Üniversite sınavına hazırlanmaya başlamadan önce Umut'un da güzel bir tatile ihtiyacı vardı. Ve bunu birlikte yapmak en iyisiydi. Nitekim vize pasaport derken sonunda temmuzun 17-de Viyanada bir taksiyle otelimize doğru ilerlemekteydik. Hava oldukca sıcaktı. Umut yüzünde şapşal bir gülümsemeyle, gözlerini dışarıdan ayırmıyordu. Gördüğü sıradan yapılar bile onu mutlu ediyordu. Uçağa daha önce binmiş olmasına rağmen ilk kez kendi gözleriyle gördüğünde yaşadığı ani tutulma oldukça komikti.
Taksi kalacağımız Grand Hotel Wien'e varınca Umut'a baktım.
"Sonunda gelebildik."
"Bu şehri şimdiden çok sevdim. Sofya insanlar burda yaşamaktan hiç sıkılmıyor olmalı."
"Bende çok sevdim ama daha hiç bir şey görmedik sayılır. Önce bir otelde dinlenelim. Akşam çıkarız dışarı."
başıyla onaylayıp, valizleri indirmek için şöförün yanına gitti. Bende yazlık elbisemin yakasını çekiştirip aşağı indim. Başımı kaldırıp otele baktığımda gerçekten çok beğenmiştim. İçeri girdiğimizde hotelın ihtişamı gözler önüne serilmişti. Kocaman holuyle olabildiğince şık ve güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hisset Yeter ♧
Teen FictionBakü'den büyük umutlarla Istanbul'a gelen Sofya'nın hayatı , görme engelli Umut'la tanıştıktan sonra tamamen değişir. Onları ne bekliyor olabilir sizce? Çoğu kişinin sahip olamadığı sıkı bir dostluk mu? Yoksa kendilerinin bile farkında olmadıklar...