Gör isterdim sana bir mücizeye bakar gibi baktığımı.
Rüzgar minik kar tanelerini pencereme çarparken gülümsedim. Karı severdim. Kışı çok severdim. Yalnızlığımı hatırlatırdı bana. Yalnızlıkla ilgili bir problemim yoktu nede olsa.
Umut'lardan geldikten sonra yatağıma yatmış zaman zaman uyumuş uyanıp tekrar ağlayıp tekrar uyumuşdım. Kaç saatdır uyuduğumu bile bilmiyordum. Saat'e bakmamıştım. Umrumda da değildi. Telefonuma gelen aramaları da sessize almışdım. Umut'du büyük ihtimalle. Şimdiden ne kadar aptalca davrandığımı anlamaya başlamışdım. Ama yapacak birşeyim yoktu.
Hisslerimle yüzleştiğim gün böyle bir tartışmanın içinde yer almak fazlasıyla yıpratıcıydı. Belki de sorun bendeydi. Belki de ben insanlara fazla değer veriyor, hayatımin merkezine koyuyordum. Ayni karşılığı almadığımdaysa büyük bir hayal kırıklığına uğruyordum. Dayım söylediklerinde haklıydı.
" Kimseye güvenme. Güvensen bile belli etme. Unutma Sofia, Doğru şartlar oluştuğunda herkes herkese ihanet eder. Herkes birilerini yarı yolda bırakabilir. Herkes sevdiklerinden gözünü kırpmadan vazgeçebilir.. Yeter ki bunun için doğru etkenler oluşsun. "
Herkes herkesden vazgeçebilirdi.
Belki Umut'da o kızla tekrar barışır , benden vazgeçerdi. Belki de dostluğumuz onun için o kadar da önemli değildi de ben fazla anlam yüklemişdim.Tüm kalbimle bunun doğru olmamasıni diledim. Gözlerim ağlamaktan kızarıp şişdiği için gözlerimi kapadım. Yatmaktan her tarafım uyuşmuşdu. Telefonum tekrar titrerken bu sefer açmaya karar verdim. Gözlerimi zorlukla aralayıp, ekrana baktığımda arayan kişiyi görünce istemzsizce gülumsedim. Araya mesafe girmiş olsa da bağımızın kopmadığı , Umut'u saymazsak en yakın kız arkadaşımdı. Nermin..
" Aloo? "
" Salam vefasızlar kraliçası Sofia ! Niye arayıb axtarmırsan ? Ne yeni illa men axtarmalıyam? Getdin Istanbul'a bizi unuttun. Cavab ver görüm cavab ver! "
Nermin böyleydi işte. Hiç susmaz, durmadan bülbül gibi şakırdı. Çok konuştuğunu asla kabul etmezdi.
" Nermin bir dayan görek ne olub bu saatda? Daha yerimden qalxmamışam..." dedim sıkıntıyla. Gerçekten saat kaçtı ya ? Telefonun ekranına bakmakla küçük çaplı bir şok yaşadım.
" Ne varmış saat'da? Axşam üzeri 6-dır saat. Saat'dan da xeberin yoxdu qızım senin ne haltlar yeyirsense artıq orda zaten meni de aramadığına göre.. "
Dün akşam girdiğim yataktan, bugün akşam üzeri çıkmışdım. Işin kötü yanı ne zaman sabah ne zaman öğlen oldu farkında bile degildim. Sadece ağlayıp uyumakla meşguldum. Midemin açlıktan bulanmasını göz ardi etmiş , tualet ihtiyacımı bile bastırmışdım. Zaman kavramını kaybetmişdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hisset Yeter ♧
Teen FictionBakü'den büyük umutlarla Istanbul'a gelen Sofya'nın hayatı , görme engelli Umut'la tanıştıktan sonra tamamen değişir. Onları ne bekliyor olabilir sizce? Çoğu kişinin sahip olamadığı sıkı bir dostluk mu? Yoksa kendilerinin bile farkında olmadıklar...