Bölüm 16

325 27 153
                                    

"Suratsız ya da ciddi birinin en çok güldüğü kişi olmak, sınırları olan birinin sırlarını anlattığı kişi olmak, sinirli birinin hiç kızamadığı kişi olmak. Bazı sevgiler zaaftır."

Hayatın belli anları vardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hayatın belli anları vardır. Her zaman hayal etdiğiniz , ama içten içe asla gerçekleşmeyeceğini bildiğiniz. Yani düşünsenize, aşık olduğunuz kişinin siz bir salı günü okul çıkışında beklemesi, sevdiğiniz kişiyle kahkahalar atarak sohbet etmek, özgürce sokaklarda dolaşmak..

Her ne kadar bunlar öyle sıradışı şeyler olmasa da sizin için imkansızdır . Gerçekleşmesine ihtimal vermezsiniz hiç. Hayalini kurarken yüzünüzde buruk bir gülümseme olur.
İmkansız güzelliklerin dışa vurumudur o..

Ancak hayatta nadir de olsa , mucizeler olur. Küçük, kişisel mucizeleriniz. Mesela çok beğendiğiniz o ayakkabıyı paranızın yetmeyeceğini düşündüğünüz için almaktan vazgeçtiğinizde , indirime girdiğini öğrenmeniz gibi.
Şarkılarına bayıldığınız bir muzik grubunun aniden olduğunuz ülkeye, şehre tur düzenlemesi gibi.

Başkaları için sıradan, sizin için olağanüstü şeyler..

İşte şu an yaşadığım anlar tam da böyle bir andı.
Umut yanımda , sakin bir sokakta kolkola yürürken tüm imkansızlıklarım gerçekleşmiş gibiydi.. Belki hepsi değil, ama büyük bir kısmı. Asl.. dur dur dur. Sanırım bugünü başa sarmamız gerek, herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmam gerek. Başlayalım o zaman !

Umut'un ameliyat olmasının üzerinden 1 hafta geçmişken hala doğru dürüst konuşma fırsatı bulamamıştık. Zira ne zaman buluşmaya kalksak ya anne tarafından ya baba tarafından ameliyat olduğunu duyan birileri ziyaretine geliyor, haliyle evden çıkamıyordu.

Bu arada benim de okulum başlamış, ve kendi hayatıma dönmüşdüm. Aklım hala Umut'da olsa da devam etmem gerektiğini biliyordum. Bu 1 haftada ara sıra peşimde birileri varmış gibi hiss etdiğim anlar olmuştu ama kendi paranoyaklığım olduğundan emindim.
Son dersten çıktığımızda artık patlayacak gibiydim.

Okul bahçesine doğru yürürken, Idil de durmadan konuşmaya devam ediyordu.

" Giy şu ceketini, hayır anlamıyorum hava çok mu sıcak? Yoksa seni mi sıcak bastı? Ayrıca sen niye bugün neşelisin ? Sinirlerimi bozuyorsun! "

" Giy şu ceketini, hayır anlamıyorum hava çok mu sıcak? Yoksa seni mi sıcak bastı? Ayrıca sen niye bugün neşelisin ? Sinirlerimi bozuyorsun! "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hisset Yeter ♧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin