Bakü'den büyük umutlarla Istanbul'a gelen Sofya'nın hayatı , görme engelli Umut'la tanıştıktan sonra tamamen değişir.
Onları ne bekliyor olabilir sizce?
Çoğu kişinin sahip olamadığı sıkı bir dostluk mu?
Yoksa kendilerinin bile farkında olmadıklar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1 Hafta sonra
Güne gözlerimi öfkeyle açtım. Apartmanımızın arkasında yeni bina yapıldığı için kazı çalışmaları bu günde erkenden başlamıştı. Sıkıntıyla iç geçirip, zaten uykum bölündüğü için daha fazla yerimde debelenmenin anlamsız olduğunu düşünerek pikeyi üzerimden çektim ve sağ elimle saçlarımı arkaya atarak telefonumu kontrol etdim . Ekranı açar -açmaz gördüğüm mesajla istemsizce gülümsedim. Umut
'' Günaydın yosun gözlüm'' diye mesaj atmıştı. Ona biraz sataşmak için
'' Günaydın sevgilim. Bu günde yosun gözlü olduk . Sırada ne var bakalım?'' yazıp yolladım. Daha sonra banyoya yöneldim. Yüz yıkama , diş fırçalama, kahvaltı, saç, makyaj, giyim-kuşam derken 1 saatin sonunda okula gitmek üzere evden ayrıldım. Her zaman ki , gibi Sinan abi beni durakta bekliyordu. Onunla sohbet etdiğim sırada hem İremden hem de Umut'dan mesaj geldi. Kime öncelik tanıdığımı hepiniz tahmin etmişssinizdir.
'' Sırada ne olduğunu bilmiyorum. Doğaçlama takılıyorum. Böylece hitaplarımdan sıkılmazsın değil mi?''
ahh Umut.. Sen adımı basitçe seslendirirken bile heyecanlanıyorum ben. Ne sıkılması?
'' Senden ve senin dudaklarının arasından dökülen herhangi bir şeyden sıkılmam mümkün mü?''
sırıtarak İdilin mesajını açtım bu seferde. Bir video yollamıştı. Kulaklığımı takarak videoyu başlatdım çünkü canım arkadaşıma zerre kadar güvenmiyordum.
BU BİR YILAN VİDEOSUYDU. YILAN ! ÇOK FAZLA YILAN HEMDE !
Normal arkadaşlar birbirine şirin kedi videoları filan yollardı ama biz normal değildik sanırım. Neyse ki, yılan seviyorum.
Video bir yanardağın püskürmesiyle oluşan küçük bir adada yuvasına dönmeye çalışan bir iguanayla başlıyor. Zavallı hayvan hareket etdiyi anda 4 bir taraftan yılanlar peşine takılıyor. Daha önce yılanların sürüyle avlandığını hiç görmemiştim. Vay canına .. O kadar çok yılan var ki, kaçması imkansız. Nitekim çok uzaklaşamadan yakalanıyor zaten. Tıpkı ondan sonrakiler gibi. Yılanlardan korkmaz ya da iyrenmezdim ama bu video çoğu korku filminden bile daha korkunçtu.
Keşke korrupsiyoner politikacıları, tecavüzcüleri ve kadına şiddet uygulayan embesilleri bu adaya koysalardı. Böylece hayatları boyunca yaşamak için her saniye mücadele etmenin ne demek olduğunu anlarlardı.
Çok geçmeden okula vardığımızda Sinan abiyle vedalaşıp okula doğru adımlarımı hızlandırdım. Çantamın kolunda sıkıca tutarak sınıfa girdim.
