"Bir insanı sevmek, onun hikayesini sevmektir."
Hayat kısacık anlardan oluşur. Kısa ve anlamlı anlardan.
Yoksa yaşamak mı demeliyim?
Umut'un hayatımda olduğu her an , en başından beri benim için özel ve anlamlıydı. Önceleri bir arkadaş, sonra bir dost, şimdiyse..
Aslında şimdi de sadece dostum. Değişen tek şey benim hisslerimken , aramızdaki ilişkiye başka bir isim veremem.Kolumdaki saat'e baktığımda , tatile çıkmadan önce ki son sınavın bitmesine 3 dk kaldığını gördüm. İdil yanımda neredeyse uyukluyordu. Gamsız işte.
Bu ay saçını koyu mavi bir tona boyatmıştı. En son mürdüm rengine boyatdığını düşünürsek bu renk çok daha iyi gözüküyordu.
İdilin kolundan dürtüp uyandırdım. Ağzında birşeyler mırıldanarak uyandı. Sınav bitmiş herkes ayaklanmışken bende çantamı toplamaya başladım.
Üzerimde açık bir kot pantolon, beyaz siyah çizgili bir kazak ve siyah botlarım vardı. En son siyah kabanımi da elime alınca toparlanmışdım. Idilse her zamanki gibi rengarenkti işte. Kızın paltosu bile fosforlu be.." Bana öyle bakıp durma! renkli giyinmeyi seviyorum." Dedi sahte bir alınganlıkla.
" Gökkuşağına benziyorsun tatlım."
Tatli bir edayla saçlarını savurup
" Herkes gökkuşağını sever." Diyerek önden yürüyerek sınıftan çıktı.Kampüsden ayrıldığımızda koluma girerek yürümeye başladı.
" Sıcak bir kahveye ihtiyacim var Durucum, her zamanki kafeye gidelim mi? Hem sohbet ederiz biraz . Derslerden başımı kaldıramıyorum. "
Tanri aşkına hepiniz derdi ne? Sofia! Zor bir isim degil!
Isyanimi içimde tutup , yapacak daha önemli bir şeyim olmadığından omuz silkip kabul etdim.Okuldan yakın küçük mekana geldigimizde boş masalardan birine kurulduk. Idil kahve ve yaninda damla çıkolata isterken ben limonlu bir çay aldım.
" ee anlat bakalım nasil gidiyor?"
" Bu ne sacma bir soru Tanrı aşkına, haftanın 5 günü beraberiz zaten. " diyerek yüzümü buruşturdum. Oysa bana her zamanki gibi gözlerini devirip konusmaya devam etdi.
" Onu sormadim seni ahmak gerizekali. Okul dışındaki hayat nasil gidiyor? "
" Bilmem yani.. okuldan çıkıp ya eve ya Umut'lara gidiyorum. Evde film izleyip abur cubur gömerken, Umutla isem kitap okuyor ya da birlikte sohbet ediyoruz ya da oyun konsolunun nimetlerinden faydalaniyoruz. Hıhh bir de bay pessimist çok da suratsız olmadığı bir günündeyse dışarı çikar bir şeyler yaparız ki bu da kesin benim zorlamamla olur. Bilirsin işte. Pek sosyalleşmeyi seven biri değildir." Başımi kaldırip Idil'e baktığımda başını avcuna yaslamış hülyalı bir şekilde bana bakıyordu.
Şaşkın bakışlarımı yüzüne dikip sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hisset Yeter ♧
Ficção AdolescenteBakü'den büyük umutlarla Istanbul'a gelen Sofya'nın hayatı , görme engelli Umut'la tanıştıktan sonra tamamen değişir. Onları ne bekliyor olabilir sizce? Çoğu kişinin sahip olamadığı sıkı bir dostluk mu? Yoksa kendilerinin bile farkında olmadıklar...