-Sonbahar Rüzgarında Minik Mavi Bir Çiçek...-

1K 65 12
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

******


Bu gün işe başlayalı tam 3 ay olmuştu. Her sabah olduğu gibi güneş ışıkları odamı aydınlarken araladım göz kapaklarımı. Bir süre boş bakışlarla yatakta yatarken bir kere uyandım mı tekrar uyuyamayacağımın bilinciyle sıcak yataktan çıkarak banyoya adımladım. Rutin işlerim sonrası üzerimde ki pijamaları çıkartıp sessiz adımlarla odamdan çıktım. Uzun holde ilerlerken tek ses benim terliklerimin çıkarttığı tıkırtılardı.

Mutfağa girip kahve makinesinin başına geçtim. Evde derin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Hazırladığım kahveyi yudumlarken bakışlarım mutfaktaki saatte kaydı. Saat sabahın 6'sıydı. Ev ahalisinin daha uyanmasına bir saat vardı. Boş kahve fincanımı bulaşık makinesine koyarken anlık bahçeye kaydı gözlerim. Güz yaprakları her yere dağılmıştı. Hafif esen rüzgar ise onları nazlı nazlı süpürüyordu. Yüzümde büyüyen tebessümle arkamda kalan kapı girişine kısa bir bakış atıp bahçeye açılan beyaz büyük camlı kapının yanına geldim. İki tarafından tutarak açtığımda sert rüzgar yüzüme çarptı. Saçlarım esen rüzgarla havalanırken çiğ tanelerinin ıslattığı toprağın enfes kokusunu içime çektim. Daha sonra ise bir an bile düşünmeden kendimi dışarı atıp kapıyı ardımdan kapattım. Savrulan yapraklar arasında ilerlerken sabah ayazı beni üşütse de halimden hiç şikayetçi değildim. Ne kadar süre büyük bahçede ilerledim bilmiyorum. Birden önüme bahçeden ayrı ucu görünmeyen bir patika çıktı. İlk başta ne yapacağımı bilemesem de etrafıma kısa bir bakış atıp içime düşen meraka yenilip o patika yolu takip ettim. Tahmini 15 dakikalık yol sonrası önüme çıkan büyük camlara sahip evle duraksadım. Daha doğrusu hatırladığım kadarıyla bu tarz yerlere kış bahçesi deniyordu. Bir kaç adım atıp içi çıplak gözle görülen kış bahçesine baktım. Kimse gözükmüyordu . Aslında geri dönmem gerekiyordu ama kalbimden bir ses o yere girmemi söylüyordu . Bende içimdeki diğer sesi dinledim.

Esen soğuğa rağmen ateş basan vücudumla ilerlerken her daim olur olmadık yerlerde ortaya çıkan iç sesim kendini gösterdi.

"Başına iş alacaksın Lavin.."

"Sadece bakıp çıkacağım. Kimseye yakalanmayacağım merak etme..."

Kendimi kandırır gibi mırıldanarak geldiğim camla kaplı kış bahçesinin kapısına uzandım. Dış tarafta duran kolu indirdiğimde açılan kapıyla neredeyse duracak kadar hızlı atan kalple içeri doğru adımladım. Burnuma ilk başta bir rüzgar misali çarpan çiçek kokusu beni sersemletmiş bu yüzden kapı eşiğinde bir kaç saniye duraksamama neden olmuştu. Kendiliğinden kapanan göz kapaklarımla ilk defa duyumsadığım kokuyu soludum uzun uzun. Bir kaç saniye sonra hafifçe aralanan göz kapaklarımın ardından gördüğüm görüntü ile buranın neden gizli kaldığını anladım. Mavi taç yapraklarına sahip çiçekler bir çok saksının içinde dizilmişti. Üstelik minik bir şömine burayı ısıtıyordu. Sanırım elektronik olanlardı. Camın içinde dans eden alevler öyle güzeldi ki.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin