-İki Satıra Sığdırılan Vedalar ...-

401 19 0
                                    

Düzenlenmiş yeni bölüme karşınızdayım. Keyifli okumalar dilerim...

********************************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

********************************************

Gözlerim ağırca aralandığında ilk başta nerede olduğumu idrak edemedim. Bakışlarım sakince olduğum alanda gezindiğinde dün gece film izlediğimiz odada olduğumuzu gördüm. Ağırca yattığım koltuktan doğrulurken üzerime örtülü örtü yere düştü. Battaniyenin çıkardığı tok sesle irkilirken boş bakışlarım pudra rengi örtü üzerinde gezdi.  Daha sonra ise ağır hareketlerle başım yukarı  doğru kalktı. Oda da benden başka kimse yoktu. Soluklarım bir şeylerin ters gittiğini anlar gibi hızlandı. 

Korku her bir noktamı esir alırken sarsak şekilde ayağa kalktım. Koşar adım odadan çıkarken gideceğim yeri biliyordum. Yalpalayarak çıplak ayakla gezdiğim koridorda ki duvarlar üzerime üzerime geliyordu sanki.

Bir an önce zihnimi kuşatan bu histen kurtulmak için onu görmem gerekiyordu. Merdivenlere yöneldim.  Titreyen elimle tırabzanları tutup, tutukça ilk adımı attım. Başım yukarda bakışlarım ise ürkekti. Aradığımı bulamamaktan ölesiye korkuyordum.

Merdivenleri çıkarken hızlanan soluklarım yüzünden nefessiz kalmamı umursamadım bile. Boğazıma yer etmiş yumrular ağlamamı  engelliyordu.  Merdivenleri bitirdiğim an uzun koridorun sonunda ki kapıya bakıp zorlukla yutkundum. Tüm bedenim titrerken beyhude bir umuda takılıp hareketlendim. Onun odasının kapısına geldiğimde bir kaç saniye duraksadım. Elimin biri havaya kalktı. Kapıya vurmadan önce usulca başımı önümde bir duvar misali duran ahşap kapıya yasladım.

"Belki gitmemiştir Lavin. Gerçekten de bizden ayrılmak istememiştir."

"Belki.."

İç sesimin beni teselli eden sesi bile içimde büyüyen boşluğu geçiremedi ama yine de hızlı soluklarım arasında içimde yeşeren umuda tutundum. Kaskatı kesilmiş her bir azamın el verdiği kadarıyla kapıyı bir kaç kez tıklattım. İçeriden ses gelmezken dolan gözlerimi kırpıştırıp tekrar çaldım. Ama yine ses yoktu. Ciğerlerimde konaklayan nefes kalbimin tam ortasında büyüyen acıyla ağırca dışarı çıktı. Ardı sıra yanaklarımdan süzülen yaşlarla kapının koluna uzandım. Artık beni neyin karşılayacağına emindim...

 Ağırca açılan kapının ardından önce ona ait koku karşıladı beni. Sarsak adımlarla odaya girdiğimde hiç bozulmamış yatakla göz kapaklarım yıkılmışlıkla kapandı. Yanaklarımı durmadan ıslatan tuzlu su tenimi yaksa da yüreğimde büyüyen acı kadar canımı yakmıyordu.

Bir kaç adım daha attığımda odanın tam ortasına geldiğimde dalgınca etrafta gezdi bakışlarım. Sanki o burada hiç yaşamamış, tenimin üzerinde hala asılı duran kokusu hiç var olmamış gibiydi. Oysa göğsümün üzerinde hala onun kendine has kokusu ben hep buradaydım der gibi varlığını kanıtlamak istercesine bas bas bağırıyordu.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin