-Paramparça Edilen Hisler...-

474 23 0
                                    

Yeni bölümle sizlerleyim. Keyifli okumalar dilerim..

**************************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**************************************

Kar olağanca hızıyla yapmaya devam ederken İstanbul bembeyaz bir örtünün hakimiyeti altına girmişti. Karayel malikanesi ise bu eşsiz örtüden nasibini almış , ilk geldiğim gün yemyeşil olan bahçesi şimdi beyazın en güzel tonuna bürünmüştü. Elimde tuttuğum sıcak salep dolu bardağımdan bir yudum aldım. Damaklarıma yayılan o eşsiz lezzet beni 4 gün öncesine götürdü. O sabaha karşı Sadun Bey ile yaptığım sohbet zihnimde dönerken , ona bahçede yaşadığımız anlar eklendi. Teninin sıcaklığını yine yüzümde hissettim. Ilık nefesi dudaklarımı okşadı. Kokusu karın kekremsi kokusuna rağmen tüm hücrelerime nüfus etti. Sonra o görüntülere başka bir an eklendi. Benimle bir kez bile konuşmadan işe gittiği sabahın akşamında Simay Hanım ile el ele eve gelişini anımsadım. Canım tıpkı o gün ki kadar yandı. Kapalı göz kapaklarımın ardından dökülen yaşları umursamadan zihnime kazınan o görüntüyü düşündüm durdum. Neden sorusu dilimde hala asılı dursa da muhatabım artık beni umursamıyordu. Yapabileceğim tek şey yerimi bilip işimi en iyi şekilde yapmaktı. Bundan fazlası bana ve hayallerime yasaktı.

Gözlerim usulca aralandı. Bakışlarım  dalgınca mutfakta gezerken İlkay'ı kapı pervazına yaslanmış bana bakarken gördüm. Bir süre gözlerimiz birbirine kenetlendi. Ne o konuştu ne de ben. Sanki içimde ki kırgınlığı görüyor gibiydi. Kaç dakika o halde kaldık bilmiyorum. Adım sesleriyle ikimizde yerimizde dikleştik. Bir kaç saniye sonraysa Seher Hanım elinde telefonla yanımıza geldi.

"Tamam efendim. Ben kızları göndereceğim."

Seher Hanım çatılmış kaşlarla baktı ikimizin yüzüne. Karşı taraftan ne duyduysa çatılı kaşları düzeldi ve yüzünü hızla İlkay'a döndü. Teni birden sararmış , göz bebeklerine korku dolu bir ifade yansımıştı. Tedirgin bir halde oturduğum sandalyeden kalktım. İlkay'ın yanına geldiğimde bedeninin titrediğini fark ettim.

"Ben o zaman İlkay'ı çiftliğe göndereceğim. Sultan'da orada ama Serdar Bey'in oraya gelmeyeceğinden emin misiniz?"

Seher Hanım'ın zikrettiği isim sonrası bir adım geriye gidip bedenini duvara yaslayan İlkay'a doğru hızla adımladım. Tam olarak neler döndüğünü bilemesem de bu adı geçen kişinin durmaksızın titreyen kıza zarar verdiği aşikardı.

"Tamam Sadun Bey ben İlkay ile çiftliğe gideceğim. Lavin Simay Hanım'ın davetine yardıma gelecek. Peki nasıl isterseniz."

Telefon konuşması bittiğinde İlkay'a kısa bir bakış atıp yüzünü bana döndürdü. Her ne söyleyecekse sanırım canını sıkmış gibiydi. Elinde ki telefonu cebine yerleştirip bana doğru bir adım attı. Açıkçası sert bakışları beni aşırı derece de ürkütüyordu.

" Seyit bizi çiftliğe bırakacak. Giderken seni de Simay Hanım'ın evinin önünde indireceğiz. Yalnız Lavin bu gece en ufak hataya yer yok. Zira bu evin patronunun, sevdiği kadına bu gece yapacağı özel bir sürpriz var. Bunun bozulmasını istemiyor."

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin