-Evine Hoş Geldin..-

315 15 31
                                    


Bölüm geç geldiği için kusura bakmayın. Kayınvalidem ağır bir ameliyat geçirdi. Onunla ilgileniyordum. Beklediğinize değdi mi bilmiyorum ama kafamı anca bu kadar toparlayabildim.

Keyifli okumalar dilerim....

Keyifli okumalar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


*************************************************

Gürcü'nün evinden çıktığımızdan beri aramızda ölüm sessizliği hüküm sürmekteydi. Pür dikkat arabayı kullanan Sadun'a arada değen bakışlarıma rağmen o tek kelime etmeden karşıya bakıyordu. Yol önümüzde akıp giderken aklımdan geçen düşüncelerin ipleri sanki kör düğüm olmuş gibiydi. Özellikle de Feride hanımın son sözleri kulaklarımda çınlarken ondan gerçekleri daha fazla saklamak istemiyordum. Artık aramızda yalan y'si bile girsin, aramızda derin uçurumlara sebep olsun istemiyordum. 

Üst üste derin sayılabilecek bir kaç soluk içime hapsettim önce, daha sonra ise konuşmak üzere dudaklarımı araladığım vakit ben daha konuşamadan aniden dönüş yapan araba ile korkuyla irkilip hızla kapının koluna tutundum.

"Sadun biraz yavaş olur musun?"

Hissettiğim korku yüzünden titrek çıkan sesimle gaz pedalından ağırca çekti ayağını ve bir kaç metrelik mesafe sonrası arabayı durdurdu. Başını ağırca direksiyona yaslayıp gözlerini kapattı. Bir süre aldığı hızlı solukları dinledim. Öfkeliydi farkındaydım ama artık bir dikenli bir yola birlikte adım atmıştık ve ne yazık ki geriye dönüşümüz yoktu.

"Özür dilerim."

Başı direksiyonda iken açılan göz kapaklarından gördüğüm yeşiller ile hafifçe tebessüm ettim. İkimizde yorgunduk hem bedenen hem de manen. Vites topuzunda duran elinin üzerine avuç içlerimi bastırdım. Bu onu biraz daha sakinleştirirken arayı dolduran guruldama sesiyle kulaklarıma kadar kızardığımı hissettim.

Sabahtan beri tek lokma girmemişti boğazıma. İki canlı olduğum için halsizlikten dermanım kesilmek üzereydi. Sadun hızla yerinden doğruldu. Kaşları hafif çatılmışken elini uzatıp şişkin karnımın üzerine koydu.

"Ah babacım özür dilerim. Sabahtan beri oradan oraya savrulurken yemek yemeyi bile unuttuk."

Konuşması bittiğinde tekrar karnımı okşayıp bana doğru uzandı. Alnıma dudaklarını bastırıp kokumu içine çekerken istemsizce ona daha da yaklaştım. Bu halimle dudakları an be an yukarı kıvrılırken avuç içlerini yanaklarıma koyup parmak uçlarıyla elmacık kemiklerimi okşadı.

"Buralarda bir kahvaltı salonu olacaktı. Gel hem biraz yürüyelim hem de etrafa bakınırız olur mu?"

Hafifçe başımı sallayıp onu onayladıktan sonra benden uzaklaşan sıcaklığı ile biraz garip hissettim. Sadun kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra bende toparlanıp kapıyı açtım. Dışarı çıktığım anda yüzüme çarpan bahar havası ve denizin kokusuyla derin bir soluk hapsettim içime. Hava öyle iç açıcıydı ki sanırım en sevdiğim mevsimdi bahar.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin