-Bir Kafesin İçine Hapsolmuş Yaralı Kalp..-

417 18 0
                                    


Yeni Bölümle Sizlerleyim. Keyifli Okumalar:)


*************************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*************************************


Kar tüm İstanbul'u etkisi altına almış ben ve Sadun Bey evde resmen mahsur kalmıştık. O adam yani adının Serdar olduğunu kriz anım geçtikten sonra öğrendiğim kişiyse kapanan yollar sonrası bizimle aynı evde kalıyordu. Salonda o tekli koltukta, ben ve Sadun Bey ikili koltukta uzak bir mesafede oturuyorduk. Aramızda ölüm sessizliği vardı. Kimse tek kelime etmiyordu.

"Off daha ne kadar böyle susup oturacağız."

"Ne yapalım sevgili kardeşim.."

Sadun Bey'in sinirle resmen dişlerini sıkarak konuşmasından sonra bakışlarım ikisi arasında gidip geldi. Burada olmaktan mutlu değildim. Hafifçe öne doğru eğildim. Amacım kalkıp odama gitmekti. Fakat Serdar Bey ben daha koltuktan kalkamadan konuşmuş bir an bocalamama sebep olmuştu.

"Acıktım. Kaç saatlik yoldan geldim. Lavin bu evin aşçısı değil mi ? Hazırlasın işte."

"Lavin hasta onun dinlenmesi lazım. Çok açıktınsa ben sana bir tost filan yaparım."

Serdar Bey'in yüzü onun cümlesiyle asılırken iki kardeşin arasının benim yüzünden bozulmasını istemedim. Koltuktan kalktığım an ikisinin de bakışları anında beni buldu. Sadun Bey'e kısa bir bakış attıktan sonra hala keskin bir ağrıyla zonklayan boğazımı umursamadan konuştum.

"Ben hazırlarım. Kendimi şuan iyi hissediyorum."

Cümlem bittiğinde Sadun Bey hızla oturduğu koltuktan ayağa kalktı. Ellerini nereye koyacağını bilemez halde bir kaç saniye tereddütle durdu. En sonunda giydiği siyah eşofmanın cebine koyarak rahatsız bir duruşla yanıma adımladı.

"Sana yapma desem dinlemeyeceksin biliyorum. O yüzden ben de yardım edeyim sana."

"Zahmet etmeseydiniz."

Yanıma gelip tam karşıma geçti. Bakışlarında ki şefkat kanımı kaynatıyordu. Yine yeniden onun etki alanına girmek istemiyordum.

"Merak etme senin için çabalamak asla zahmet olmaz bana."

Bir az dudaklarından dökülen kelimelerle kalakaldım. Her seferinde nasıl yapıyordu bilemesem de bir şekilde beni yörüngesinde dönüp duran bir gezegene çeviriyordu. Adımımı attığım her yön ise onun parlak ışıklarına çıkıyordu.

Cevap vermeden arkamı döndüm. Terliklerimin çıkardığı iç gıcıklayıcı ses sinirimi bozarken benim adım seslerime tok ve sert adımlar eklendi. Bu garipti. Nerede olursam olayım Sadun Bey'in adım atışında çıkardığı o sert sesten bile tanırım gibi geliyordu.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin