Keyifli okumalar dilerim :)
**********************************************************
Gün doğumunun en güzel ışıkları odamıza yayıldığında ağırca aralandı göz kapaklarım. Bedenime sarılmış iki güçlü kolun verdiği güven hissiyle sakince sağa döndüm yüzümü. Sadun derin bir uykunun kollarındaydı. Ya da ben öyle sanıyordum. Daha da yaklaşıp başımı göğsüne koydum. Seyrek tüyleri beni gıdıklasa da bulunduğum yere iyice sinmek daha cazip geldi.
"Bu sabah minik bir kedi kıvrılmış göğsüme .."
Uyku mahmuru boğuk sesine derinden gelen kıkırtılarım eşlik etti. Cevap vermedim ama çıplak beline kollarını dolayıp başımı koyduğum göğsüne usulca dudaklarımı bastırdım. Durmaksızın atan kalbi tam dudaklarımın değdiği noktada idi. Bu ses hayatımda duyduğum en güzel melodiydi. Sadun'un sıcak teni dokunuşlarımla daha da sıcaklarken beni saran kollar, çıplak belimi üzerinde dolaşıp daha da kendine çekti. Uzun sayılabilecek öpücüğümden sonra ağırca başımı tekrar göğsüne koydum. Yüzüm doğan güneşin kızıl renklerinde gezerken fısıltıdan farksız sesim aramızda yitip gitti...
"Seni çok özledim."
Öylesine içten çıkmıştı ki kelimeler dudaklarımdan Sadun'un bedeni kaskatı şekilde kaldı bir kaç saniye. Daha sonra bir eli çeneme ulaştı ve yüzümü ona döndürmemi sağladı. Yeşil gözleriyle tekrar kesişen kahvelerim ile istemsizce tomurcuklandı göz bebeklerim. O evde, onsuz geçen her an işkence gibiydi fakat en korkuncu ise Alpay denen o ruh hastasının beni Beren hanım sanarak yanaşma çabalarıydı. Serdar olmasa şuan bu yatakta Sadun'un yanında nefes almıyor olurdum büyük ihtimal. Bedenime, ruhuma ondan başka birinin dokunacak olma düşüncesi bile beni delirtemeye yetiyor.
Sadun hafifçe gövdesini kaldırıp ona bakan göz kapaklarımın üzerini öptü tek tek. Daha sonra ise dudaklarıma konan öpücük ile bir kaç saniye içinde ruhumu sarmış kasvet havası anında dağıldı.
"Bende seni çok özledim Efulim.."
Aylar önce onun dudaklarından duymayı hayal etmeyi bile kendime çok gördüğüm sözü şimdi tekrar duymak yorgun ruhuma öyle iyi geliyordu ki. Çocukken masallardan nefret ederdim. Çünkü ben hiç bir zaman prenslerin uğruna kötülerle savaştığı o prenseslerden olmamıştım. Benim hikayelerimde çirkin ördek yavruları asla değişmezdi. Onlar yakışıklı prensleri uzaktan izlemekle lanetlenmişti....
Bu sabah ise hayal etmeye korktuğum her anı onun yeşil gözlerine bakarak birebir yaşıyordum. Artık çirkin ördeklerinde sevilmeye layık olduğunu , yıldız tozları barındıran bakışlarında gördükçe daha da inanıyorum. Ben Sadun ile kendimi sevmeyi öğreniyordum...
Hafifçe yerimde doğrulup kucağına çıktım. Sabah ereksiyonu ile dikleşmiş uzvu bedenime değerken ellerimi uzatıp yanaklarını avuç içlerime hapsettim. Baş parmaklarım elmacık kemiklerini okşarken dudaklarım onun dudaklarını esir aldı. Aslında masumane bir teşekkür öpücüğü kondurmak istemiştim. Lakin birden sırtımı yatakta Sadun'u ise bedenimin üzerinde bulmamla bir anda alev aldı ortalık. Dün geceden sonra tekrar derinlerimle buluşan uzvuyla, zevk dolu inlemem bedenim gibi, dudaklarımı da esir alan Sadun'un ağzı içinde kayboldu. Onun hızına yetişemiyor, duvarlarımı talan eden sert uzvuyla iliklerime kadar zevki yaşıyordum öyle ki gözlerim aldığım hazla yaşarmış, damlalar yanaklarımdan süzülür olmuştu. Sadun son kez sertçe kendini içime ittiğinde boğazımdan kopup gelen inleme ile aynı anda uçurumdan yuvarlandık. Her bir azam titriyor, bedenim pelte misali onun altında boylu boyunca yatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEGÂNE...
General FictionGüzel Seven Adamlar Serisi l... Her kadın kendi masalının sonunu kendi yazar. Lavin Saygın.. Tam bir çirkin ördek yavrusu olan gastronomi mezunu bir aşçı. Tek hayali kendi restoranını açmak olan genç kızın yolu yaşadığı bir takım talihsizliklerden...