-Doğrular ve Cesaret..-

872 40 7
                                    

Keyifli Okumalar Dilerim :)

Keyifli Okumalar Dilerim :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


*************************


Son bir kaç haftadır, günler kısalmış öyle hızlı geçiyordu ki tuhaf bir koşuşturmanın içinde buluyordum kendimi. İlkay'ın gittikçe kötüleşen sağlığı nedeniyle Seher Hanım'a temizlikte yardım eder olmuştum. Bu durum açıkçası benim için sorun değildi. Fazladan iş yapmak düşünmekten allak bullak hale gelmiş zihnim için daha iyiydi. 2 hafta önce kriz anında kırdığım telefonum tamirden geleli 3 gün oluyordu. Şarj edip açtığım vakit ardı arkası kesilmeyen mesajlarla ilk baş afallamış korku ile elime almıştım .

Mesajların çoğu abimdendi. Bir iki tane ise adını bile anmak istemediğim şahıstandı. Canımı en yakan annemin bir kez bile bu süre zarfında beni merak edip aramamış olmasıydı. Canım yanıyordu. Beni karnında dokuz ay taşıyıp bir kez bile sevgisini gösterememesine bir türlü anlam veremiyordum.

Beynimde o kadar çok düşünce vardı ki bir de bunlara kalbimde yeni yeni varlığını eklenen heyecanlar eklenmişti. İlkay'ın yerine gelen Gülay ile kısa sürede arkadaş olmuş olsam da bu dostluk kısa sürecekti biliyordum. Çünkü Gülay Sadun Bey'in nişanlısı Simay Hanım'ın çalışanıydı. Benden kısaydı. Kısa kumral saçları bal rengi gözleriyle çok güzeldi. Üstelik gerçekten konuşkan ve sıcak kanlıydı. Benim herkese ördüğüm o duvarı aşması bir saatini almamıştı bile.

Her sabah rutinim haline gelen kahvaltı işlerimi yaparken beni en zorlayan şey Sadun Bey'in odasını düzenlemekti. Her gün baştan ayağa odayı temizlerken bir şekilde bir şekilde onunla yüz yüze geliyordum ve kalbim o anlarda hala adını koymaktan bile korktuğum hissiyatla dolup taşıyordu. En korktuğum şeyde her seferinde onun yeşil gözlerini gördüğümde benliğim birkaç gün önce gördüğüm rüyada kayboluyordu . Ve odasında istemsizce onu izlerken istemeden de olsa onun naif sesinden duyacağım sözleri hayal ediyordum . Saçma hülyalara daldığımı anladığımda ise kendime kızıyor, gerçek dünyaya dönmek için zorluyordum zihnimi. Sadun Bey ile ilgili kurduğum hayaller yüzünden, her gece sızlayan vicdanım benim en büyük celladım oluyordu. Çünkü nişanlı bir adamla ilgili istemsizce kurduğum her aşk dolu düş, beni olduğum benlikten bir şekilde uzaklaştırıyordu.

Günler bu arada kalmışlık hissiyle akıp giderken hafta sonu gelmiş ve ev sakinleri daha da büyük bir koşturmacanın içine girmişti. Bu süre zarfında ise Gülay tekrar Simay Hanım'ın evine geri dönmüş biz İlkay ile baş başa kalmıştık mutfakta.

Hafta sonu Simay Hanım'ın evinde yapılacak davete aşçı yamağı olarak giderken günün sorunsuz geçmesini dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden. Bir yanımda iyileştiğini düşündüğüm fakat zorlukla adım atan İlkay, diğer bir yanımda asık suratı ile, burada olmaktan son derece rahatsız olduğu her halinden belli olan Seher Hanımla Simay Hanım'ın evine güç bela giriş yapmıştık. Büyük giriş kapısından adımımı attığımda neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Ortalıkta öyle çok insan koşuşturuyordu bir an kendimi onların arasında yolunu kaybetmiş bir çare küçük balık gibi hissettim.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin