-Mutluluk Sonrası Çöken Karabasanlar..-

206 14 6
                                    


Keyifli okumalar dilerim...

**********************************************************

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**********************************************************

Kulaklarıma dolan kuş sesleri tenimin üzerinde gezen sıcak avuç içleri ve kendi kokumla karışmış sevdiğim adama ait koku...

 Böyle bir sabaha uyanacağımı bile hayal edemezken şimdi Sadun'un sıcak kollarında göz kapaklarıma vuran güneş ışıklarına rağmen ağırca açıldı gözlerim. Görüş alanıma güneşin kızıl ışıklarının bronz teninde raks ettiği Sadun girdi önce. Yeşil gözleri huzur vaad edercesine en canlı renkte bana bakarken istemsizce ona daha da sokuldum. Kollarım çıplak beline dolandı. Dudaklarım gülümseyen çehresinde yer edinmiş o iki çukura sakince dokundu. Onun elleri tüm vücudumda gezerken sıcaklığı ile daha da mayıştım.

"Günaydın Efulim."

Dudaklarımı çehresinde uzaklaştırıp uyku mahmuru gözlerle baktım. Başım boynuna saklanıp gözlerim kapanırken adeta mırıltı şeklinde çıktı sözler dudaklarımdan.

"Günaydın sevgilim.."

Bir süre yatakta anın keyfini çıkardık. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelen bilincim duyduğu telefon sesiyle kendine geldi. Gözlerimi araladığımda Sadun'un hala uyuduğunu gördüm. Onu uyandırmadan usulca kollarından çıktım. Yattığım tarafta duran telefonuma uzanıp alırken bir bebek kadar derin uykunun kollarında süzülen sevgilime bakıp tebessüm ettim.

Sırtımı yatak başlığına dayayıp kimin aradığına baktım. Asiye abla 3 defa aramıştı. Bir şey oldu düşüncesiyle hızla telefonu cevapladım. Hızlı nefes alıp vermeler arasında koşma seslerini işitiyordum. Korku ile yutkundum. Her bir azam titrerken elimden biri yatağın örtüsüne gitti. Kendimi sakinleştirmek adına var gücümle örtüyü sıkarken Asiye ablaya seslendim.

"Asiye abla iyi misin?"

Bir kaç saniye ses gelmedi. Sonra birinin çığlığı ve ağlama sesleriyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Telefonu daha da sıkı tutarken korkudan sesim bile çıkmaz olmuştu.

"Merhaba kardeşim.."

Bir kaç saniye sonra duyduğum sesle bedenim külçe misali olduğu yere çöktü kaldı. Konuşmak için aralanan dudaklarım bir kaç kez kapanırken bakışlarım tüm odada gezdi.

"Abi.."

Cılızca çıkan sesimle onun iğrenç kahkahası yankılandı karşı taraftan. Bir kadına ait ağlama seslerini duyuyordum ama tüm bedenim et keşmiş gibi olduğu yerde duruyordu.

"Güzel kardeşim seni öyle çok özledim ki arkadaşına yerini sormak istedim. Ama o bana hiç istemediğim şeyler yaptırmaya yeminli gibiydi."

"Ona zarar verme küçük bir oğlu var.."

Canı çekilmiş gibi ruhsuz çıkan sesimle tekrar güldü. Elimin altında duran çarşafı daha da sıktım. Sadun uyanmasın diye kendimi kasmaktan zor nefes alıyordum.

YEGÂNE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin