"Evet, sorun ne?"
Başımdan dökülen kaynar su'lar ile bakışlarımı aşağı indirmiştim.
Ben onun eskiden cinsel ilişki oyuncağı olmuştum. Onun yüzünden hamile kalmıştım. O bir anda kaybolduğunda ise benim için tek değerli, çocuğumu birisine vermek zorunda kalmıştım. Hâlâ bile ben bunun yüzünden travma yaşıyordum.
"Ben.. ne yapacağım.. "
"Felix? Felix?? İyi misin?"
Çocuğumu onun yüzünden kaybetmiştim. Onun yüzünden oğlumu vermek zorunda kalmıştım. Onun yüzünden.. Onun yüzünden.. Her şey onun yüzünden..
"Felix'e bir soğuk su getirin. Felix, iyi misin? Otur şöyle. Neden ağlıyorsun??"
Unjae sunbae'nin söylediği şey ile zaman kaybetmeden elimi göz altıma koymuştum. Farkında olmadan ağlamaya başlamıştım bile. Her şey o piç yüzünden olmuştu! Ondan nefret ediyordum!!
"Al bak su'yun. Sakinleş bakalım."
"Kovulacağını anladı diye ağlamaya başladı herhalde. Haha."
"Felix, iyi misin?"
Byun noona'nın konuşmasıyla kafamı kaldırıp, iyiyim anlamında aşağı yukarı sallamıştım.
Şimdi o şerefsiz benim patronum olacaktı. Bana bunca yaşattıklarından sonra, benim.. patronum olacaktı.. Ne yapacağımı düşünemedim o an. Sadece, çocuğumu düşündüm.
Oğlumun babası benim patronum olacaktı.
"Felix, hadi dışarı çıkalım. Hava alırsın. Bak, patron 5 dakikaya burada olacak, seni ağlarken görürse çok kızar."
Byun hanım'ı duyar duymaz kafamı kaldırmıştım.
Bedenim titriyordu. Bebeğimi özlüyordum. İsterse o şerefsiz gelsin diye düşündüm, zaten onun yüzünü görmektense buradan kovulmayı tercih ederdim.
Ama ben zaten buraya paraya ihtiyacım olduğu için girmiştim.
"Byun noona, ben.."
"Sen??"
Sözümü tamamlamak istediğim zaman, herkes bir anda kendilerini düzeltmeye başlamıştılar. Byun hanım'da kafasını kaldırıp koridora bakınmıştı.
O şerefsiz herif geliyordu.
"Merhaba, efendim."
"Yeni işiniz hayırlı olsun, efendim."
"Günaydın, efendim."
Byun hanım diğerlerinin konuşmasıyla beni Hyunjin'den saklamaya çalışmıştı, önüme geçerek. Ben ise işimi kaybetmemek için, elimle ağzımı kapatıp hıçkırıklarımı tutmaya çalışmıştım.
"Ne oluyor burada? Herkes işinin başına. Hemen."
Diğerleri anında yerlerine geçtiğinde ben kaşlarımı çatarak ona baktığımı fark etmemiştim. Hâlâ gözümün önünden o anlar geçiyordu.
Byun hanım Hyunjin bey beni görmesin diye hâlâ önümde dursa bile, şerefsiz herif gözlerini bir anda bana dikmişti. Tehditkar bir şekilde bakıyordu. Daha doğrusu dikkatle bakıyordu.
"Sen. Hemen odama."
Bana bakarak dediği an, yüzümü aşağı indirmiştim. O ise kaşlarını çatmıştı. Kaşlarını çattığı an, etrafta gezen olumsuz havayı tenimde hissetmiştim.
"Lafımı ikiletmeyi sevmem, aklınızda bulunsun."
Gözleri hâlâ gözlerimin içine bakıyordu. O zaman ki gibi korkuyordum ondan. Ama bu defa, patronum olduğu için ve beni işten kovar diye korkuyordum.
Ölen babamın borçlarını ödemek için işten yeni avans istemiştim. Bu yüzden 4-5 ay dayanmam gerekiyordu. Hem daha çok borç vardı. Bu avansı ödeyip, diğer borcu da ödemeliydim.
"Felix, sakin misin? Ağlamayı durdur ve gidip özür dile, olur mu?"
Byun hanım bana gülümsediğin'de, hıçkırarak ve göz yaşlarımı silerek ona gülümsemeye çalışmıştım. Titreyen bedenimi hareketlendirip, iki yumruğumu da sıkmıştım. Titreye titreye odasına ilerlemiştim.
Her şey bugün başlıyordu. Artık ona katlanmam gerekirdi. Beni hatırlamamasını umuyordum, eğer beni hatırlasaydı işten kovabilirdi. Ya da her şey, eskisine dönebilirdi. Beni yine oyuncağı yapardı.
"B-buyrun, efendim."
"Ne bu rezillik. İlkokul çocuğu musun sen? Dikkatlari üstüne mi çekmeye çalışıyorsun?!"
Koltuğuna oturmadan bana bağırmaya başlamıştı. Ona tam şuan tokat atmak istiyordum. Onu şimdi gebertmek istiyordum. Ne elime geçtiyse ona fırlatmak istiyordum. Tüm hayatımı mahvetmişti. Ama yapamazdım, yapacak cesaretim bile yoktu.
"Ö-özür dilerim, efendim."
"Adın ne senin?"
Dediği an kafamı yerden kaldırmıştım. Son defa hıçkırıp ona bakmıştım. Kaşları çatık, cevabımı bekliyordu.
"Felix."
"Bir daha böyle bir rezillik istemiyorum, Felix. İşe yeni geldim, beni yeni tanıyorsun diye bu yüzden seni affediyorum. "
Diyerek koltuğuna oturmuştu. Ben ise yine dolmak üzere olan gözlerimi kapatmıştım.
"Ama eğer yine olursa kovulursun."
"B-bir daha olmayacak, efendim."
Arkamı dönerek hızla çıkmıştım odasından. İlk günden ilk azarı ben yemiştim. Ama beni tanımamasına şükür etmiştim.
Okuldayken adımı Yongbok diye bilirdi. Felix'i kimse bilmezdi. İsmim Yongbok'du. Felix dedim diye beni tanımamıştı. Bu yüzden en azından şanslıyım diye düşündüm.
Ona katlanmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my son's father is a boss | hyunlix ✔
Teen Fiction"Yeni patron mu? Dünya çapında ünlü, bay Hwang'ın oğlu mu dedin?" Benim eski okulumda cinsel ilişkiye girdiğim, Hyunjin mi!?? ⚊⚊⚊ ๑Düz yazı ๑Yetişkin içerik ๑Mpreg ๑Daddykink